TRT’den yapılan açıklamaya göre, Almanya’da aşırı sağ tehdidi, devletin bu saldırılar karşısındaki sessizliği ve örtbas edilen gerçekleri yeniden tartışmaya açan “Neo-Nazi Cinayetleri” belgeseli, yarın izleyiciyle buluşacak.

TRT World Uluslararası Özel Haberler ve İçerikler Departmanı tarafından hazırlanan belgesel, Almanya’daki ırkçı cinayetlerin perde arkasını, istihbarat bağlantılarını ve “suskunluk duvarını” inceliyor.

Almanya’daki derin yapılar ve “NSU Cinayetleri” masaya yatırılıyor

Hanau’da 9 kişinin katledildiği ırkçı saldırının yıl dönümünde yayınlanan belgeselin ilk bölümünde, yetkililerin görmezden geldiği katliam ve Almanya’nın en büyük siyasi skandallarından biri haline gelen “NSU Cinayetleri” masaya yatırılıyor.

Aşırı sağ tehdidinin büyüdüğü Avrupa’da yetkililerin bu duruma gözlerini kapatması ya da sürecin parçası haline getirilmesi tartışılırken, belgesel Almanya’daki aşırı sağ tehdidini ve derin yapıları gün yüzüne çıkarmayı hedefliyor.

Belgeselde, “2000-2006 yılları arasında 8’i Türk, 10 kişiyi hedef alan Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) örgütü, sadece bir grup aşırı sağcının işi miydi, yoksa daha büyük bir planın parçası mı?”, “Cinayetler neden ‘mafya hesaplaşması’ olarak yansıtıldı?”, “Alman istihbaratının, NSU üyeleriyle bağlantısı var mıydı?”, “NSU’nun işlediği cinayetler sonrası soruşturmalar neden yıllarca yanlış yönlendirildi?”, “Halit Yozgat cinayetinde olay yerinde bulunan istihbarat ajanı Andreas Temme neden korundu?”, “Alman devleti, NSU dosyalarını neden 120 yıl boyunca gizli tutma kararı aldı?” ve “Gerçek failler yakalandı mı, yoksa korunanlar hala aramızda mı?” gibi sorulara yanıt aranıyor.

Belgesel, adaletin engellenme çabalarını açığa çıkarıyor

TRT World, “Neo-Nazi Cinayetleri” ile Almanya’daki ırkçı şiddeti, devletin bu saldırılarla ilişkisini ve adaletin engellenme çabalarını açığa çıkarıyor.

Uluslararası arenada ses getirmesi beklenen “Neo-Nazi Cinayetleri: NSU” belgeseli, 22 Şubat’ta Türkiye saatiyle 8.30, 15.30 ve 23.30’da TRT World ekranlarında ve TRT World’un YouTube kanalından izlenebilecek.

Ayrıca belgesel kısa bir süre sonra TRT’nin Türkçe kanalları ile tabii platformunda da yayınlanacak.

Neo-Nazi Cinayetleri’nin Arka Planı

Neo-Nazi cinayetleri, özellikle Almanya’da ortaya çıkan aşırı sağcı şiddet olayları bağlamında ele alınmaktadır. En dikkat çekici örneklerden biri “NSU Cinayetleri” (Nationalsozialistischer Untergrund – Ulusal Sosyalist Yeraltı) olarak bilinen seri cinayetlerdir. Bu olaylar, aşırı sağcı bir terör hücresinin Almanya’da göçmenleri ve devlet görevlilerini hedef alarak gerçekleştirdiği saldırıları içermektedir.

NSU Cinayetleri ve Arka Planı

1. Neo-Nazi Hareketleri ve Almanya’da Aşırı Sağ
Almanya’da 1990’lardan itibaren Doğu Almanya’nın birleşme sonrası ekonomik sorunları, işsizlik ve sosyal gerilimlerle birlikte aşırı sağcı grupların yükselişe geçtiği gözlemlendi. 2000’li yıllarda ise NSU gibi örgütler, göçmen karşıtı ideolojileri benimseyerek eylemlerini artırdı.

2. NSU’nun Ortaya Çıkışı ve Yapısı
NSU, Uwe Mundlos, Uwe Böhnhardt ve Beate Zschäpe adlı üç kişiden oluşan bir terör hücresiydi. 1998 yılında yeraltına inen bu grup, uzun yıllar boyunca sahte kimliklerle Almanya içinde dolaşarak saldırılar düzenledi. Grup, özellikle Türk ve Yunan kökenli esnafları, bir Alman polis memurunu ve bazı banka soygunlarını hedef aldı.

3. NSU Cinayetleri (2000-2007)
NSU’nun en büyük suçları, 2000-2007 yılları arasında işlediği 10 cinayet oldu:

• 8 Türk (çoğu iş insanı, esnaf)
• 1 Yunan göçmen
• 1 Alman kadın polis memuru

Bunların yanında çok sayıda banka soygunu ve bombalı saldırılar düzenlediler.

4. Devletin ve Emniyetin Tepkisi
Uzun yıllar boyunca, bu cinayetlerin arkasında organize suç örgütleri veya göçmen gruplar olduğu iddia edildi. “Döner Cinayetleri” olarak anılan bu olaylar, polis ve istihbaratın hatalı soruşturmaları nedeniyle yanlış bir şekilde mafya hesaplaşması gibi değerlendirildi.

2011 yılında NSU’nun varlığı ortaya çıkınca, Alman istihbarat kurumlarının (Verfassungsschutz) NSU ve aşırı sağcı gruplarla bağlantılı muhbirleri olduğu ortaya çıktı. Bu durum, Alman devletinin aşırı sağcı terörle mücadelesinde ciddi ihmallerinin olduğunu gösterdi.

5. NSU Davası ve Sonuçları
2013 yılında başlayan NSU davası 2018 yılında sonuçlandı. Beate Zschäpe müebbet hapis cezası aldı, ancak NSU’nun destek ağı ve devlet içindeki bağlantıları tam olarak aydınlatılamadı.

Neo-Nazi Şiddetinin Günümüzdeki Durumu

NSU’nun açığa çıkmasına rağmen Almanya ve Avrupa’da aşırı sağcı şiddet ve ırkçı saldırılar devam ediyor:

• 2019 Halle Sinagog Saldırısı
• 2020 Hanau Irkçı Saldırısı
• Artan göçmen karşıtı saldırılar ve sağcı terör örgütleri

Avrupa genelinde aşırı sağın yükselmesiyle birlikte, özellikle mülteciler, göçmenler ve azınlık gruplarına yönelik saldırılar artmaktadır.

Sonuç

Neo-Nazi cinayetleri, aşırı sağcı ideolojilerin toplumda hala güçlü bir etkisi olduğunu göstermektedir. Almanya’daki NSU skandalı, devletin ve güvenlik güçlerinin bu tür örgütleri nasıl göz ardı ettiğini ve hatta örtbas ettiğini açığa çıkardı. Günümüzde de benzer tehditler devam etmekte ve aşırı sağ, Avrupa’da büyük bir güvenlik riski oluşturmaktadır.