ABD Ekonomisi 2025’te Resesyona mı Sürüklenecek?

Washington, 10 Mart 2025 – ABD ekonomisi için alarm zilleri çalıyor. Son günlerde uzmanlar, ülkede resesyon ihtimalinin giderek yükseldiğine işaret ediyor. Ancak analistlerin çoğu, 2025’in böyle bir senaryoyla geçeceğini öngörmüyor. Yine de ters köşe analizleriyle bilinen ekibimiz, dünyanın en büyük ekonomisinin önümüzdeki yıl neden bir daralmayla karşı karşıya kalabileceğini masaya yatırıyor.

ABD’deki Resesyonun İki Temel Sebebi

Uzmanlara göre bu tahmin iki ana nedene dayanıyor. İlk olarak, Donald Trump’ın ikinci kez başkan seçilmesinden önce bile ABD ekonomisi, dışarıdan göründüğü kadar güçlü değildi. Bu durum, Ağustos 2024’te yayımlanan bir makalede ve daha önceki bir bültende “Amerikan İstisnacılığını Çürütmek” başlığıyla detaylı şekilde ortaya konmuştu.

İkinci neden ise Trump’ın “Trumponomics” politikaları. Bu politikalar, stagflasyon (durgunluk ve enflasyonun birleşimi) ile finansal piyasa risklerini artırarak ekonomik görünümü karartıyor. Bugünkü haberimizde bu ikinci faktörü derinlemesine inceliyoruz.

Tüketiciler Borç Krizinde

Öncelikle halkın durumuna bakalım. ABD’de harcamalar, borçlar ve gıda, barınma, sağlık gibi temel ihtiyaçlarla ayakta tutuluyor. 2024 sonunda kredi kartı borçlarındaki temerrüt oranları, son 13 yılın en yüksek seviyesine ulaşarak tehlike sinyali verdi. Yükselen faiz oranları ise hanehalklarını adeta nefessiz bırakıyor.

Trump yönetiminin yeni planları bu yükü daha da ağırlaştıracak. Meksika ve Kanada’ya önerilen (şimdilik askıya alınan) gümrük vergileri ve Çin’e uygulanan mevcut tarifeler, Yale Budget Lab’ın hesaplamalarına göre ABD’nin tarife oranını 1943’ten bu yana en yüksek seviyeye çıkaracak. Bu, her aileye yılda 2.000 dolara varan ek maliyet getirebilir.

Yetkililer, daha fazla tarifenin yolda olduğunu belirtiyor. Trump’ın erteleme konusundaki yeteneğine rağmen, halkın güveni şimdiden çöktü. Enflasyon ve işsizlik korkusu zirve yaparken, pandemi sonrası fiyatlardaki yüzde 20’lik artış hâlâ sindirilebilmiş değil. Ocak 2025’te harcamalar, yaklaşık iki yılぶり (sonra) ilk kez geriledi. Tüketiciler artık temkinli.

İş Dünyasının Önünde Derin Belirsizlik

İş dünyası da zor günler yaşıyor. Değişken tarife kuralları, tutarsız politikalar ve zayıflayan tüketici talebi, şirketleri çıkmaza sürüklüyor. İthalat vergileri maliyetleri artıracak, diğer ülkelerden gelecek misillemeler ihracatı vuracak. Ancak asıl sorun, bu belirsizliğin işletmelerin plan yapmasını engellemesi.

Ekonomik veriler bu tabloyu doğruluyor. Goldman Sachs’ın Şubat 2025 raporuna göre, imalat ve hizmet sektörlerinde satışlar, siparişler, ihracat ve istihdam daraldı. Enflasyon Azaltma ve Çip Yasaları ile ivme kazanan inşaat harcamaları, yeni yönetimle belirsizliğe gömülerek hız kesti.

Şirketlerin geleceğe dair beklentileri de karamsar. BCA Research’ün sermaye harcaması endeksi daralma bölgesine geriledi; bu, tarihsel olarak ekonomik yavaşlamanın habercisi. Küçük işletmeler işe alımları durdururken, Challenger verilerine göre Şubat’ta işten çıkarmalar yüzde 245 arttı.

İşgücü Piyasası Balon mu?

Trump göreve gelmeden önce, ABD’nin “güçlü” işgücü piyasası abartılmış gibi görünüyor. 2023’ten bu yana yeni işlerin çoğu kamu, sağlık ve sosyal yardım sektörlerinden geldi. Şubat’ta eklenen 151.000 işin yarısı da bu alanlardan. Göçmen işgücü ise pandemiden beri istihdamı destekleyen bir unsur.

Yeni Yönetimden Yeni Krizler

Trump’ın politikaları işleri daha da karmaşık hale getiriyor. Evercore ISI, Elon Musk’ın kamu sektörü kesintilerinin 2025’te 500 bin işi yok edebileceğini tahmin ediyor. En kötü senaryoda bu rakam 1,4 milyona çıkabilir. İşgücünün yüzde 5’ini oluşturan belgesiz göçmenlere yönelik baskılar da istihdam kaybını artıracak.

Borsaya Yansımaları

Yeni yönetim, borsada da riskleri yükseltiyor. Trump gelmeden önce S&P 500 rekor değerlemelerdeydi ve en büyük 10 şirketin piyasa değeri onlarca yılın zirvesindeydi. Ancak piyasalar, Trump’ın politikalarının boyutlarını öngöremedi. Borsa, seçim öncesi seviyelere geri çekildi.

Geçen yıl S&P 500’ün yüksek değerleri, yapay zeka ve kazanç beklentileriyle açıklanıyordu. Ancak şimdi bu iyimserlik kayboluyor. Belirsizlik yatırımları gölgeliyor, Trump’ın ticaret savaşları açabileceği ülkelerden gelir elde eden şirketler risk altında. Yani hisse senetlerinde düşüş kapıda.

Trump, “daha yeni başlıyoruz” diyerek borsa zayıflığına aldırmayabilir. Ancak halkın varlıklarının çoğu borsadayken, bu ekonomiyi derinden sarsabilir.

Finansal Riskler Artıyor

Daha geniş finansal riskler de ufukta. Satori Insights’tan Matt King, ABD’nin “güvenli liman” statüsünü kaybedebileceği uyarısında bulunuyor: “Mali sorumsuzluk, Fed bağımsızlığına tehdit ve Mar-a-Lago’daki aşırı öneriler bu dengeyi bozabilir.”

Tarifelerle bütçe açığını kapatma planı ve “Hükümet Verimlilik Departmanı” gibi girişimler şüphe uyandırıyor. ABD’nin borçlanma maliyetleri zaten yüksek; mali gevşeklik tahvil getirilerini artırıyor. Almanya’daki tahvil artışı gibi dış faktörler Hazine talebini zorlayabilir. ABD, yüksek faiz ve borç sarmalına sürüklenebilir.

Kriptonun kurumsallaşması, finansal düzensizlik ve dolar manipülasyonu gibi riskler de ekleniyor. Piyasalar, Trump’ın ilk döneminde olduğu gibi, bu belirsizliği fiyatlandırmakta zorlanıyor. Ani bir risk algısı, tahvil ve hisse senedi piyasalarında satış dalgası tetikleyebilir.

Fed’in Kararsızlığı

Fed’in nasıl bir yol izleyeceği belirsiz. Geçen yıl ekonominin soğuduğuna dair işaretler göz ardı edildi ve faizler Trump’ın ikinci dönemine girerken yüksek kaldı. Şu anda beklemedeler; zayıf büyüme faiz indirimi beklentilerini artırıyor. Ancak enflasyon korkusu Fed’i temkinli tutabilir, bu da büyümeyi daha da zorlaştırır.

Ne Olacak?

Analistler, bu çeyrekteki GSYİH tahminlerini düşürüyor; şirketler tarifelere karşı stok yapıyor. İkinci çeyrekte bu durum hafifleyebilir, ancak Trump’ın değişken tarifeleri stokçuluğu teşvik edebilir. Yavaşlayan ekonomi, güven kaybı ve artan riskler, büyümeyi neredeyse imkânsız kılıyor.

Trump’ın vergi indirimleri ve düzenleme vaatleri bir umut olabilir mi? Henüz uygulanmaya başlamadılar ve diğer politikalarla dengelenebilirler. Vergi indirimleri kârları artırsa da, belirsizlik ve ithalat maliyetleri hareket alanını daraltıyor. Düzenlemeler azalsa bile, tarifeler yeni yükler getiriyor.

Resesyondan kaçış mümkün mü? Evet, ama Trump’ın tarifeleri büyük ölçüde geri çekmesi ve ani hamlelerden vazgeçmesi gerekiyor. Sizce bu ne kadar olası?

Not: Bu makale Finacial Times’dan alınmıştır.

  • Related Posts

    One thought on “ABD Ekonomisi 2025’te Resesyona mı Sürüklenecek?

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir