
Table of Contents
ekonomim.com’dan Yener Karadeniz’in haberine göre Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) hazır giyim ihracatında yaşanan düşüş, sektörün rekabet gücünü ve pazar payını olumsuz etkiliyor. 2024 yılının Ocak-Ekim döneminde AB’nin toplam hazır giyim ithalatı %0,3 artışla 80,9 milyar Euro’ya ulaşırken, Türkiye’nin ihracatı %6,1 oranında azalarak 8,8 milyar Euro’ya geriledi. Bu durum, Türkiye’nin AB pazarındaki payının %11,4’ten %10,9’a düşmesine neden oldu.
Pazar Payındaki Kayıplar ve Rakip Ülkelerin Yükselişi
Türkiye’nin AB pazarındaki kaybı, Kamboçya, Pakistan ve Fas gibi düşük işçilik maliyetine sahip ülkelerin lehine oldu. Aynı dönemde Kamboçya’dan ithalat %19,5, Pakistan’dan %9 ve Fas’tan %7,5 oranında arttı. Bu ülkeler, uygun maliyetli üretim avantajlarıyla AB pazarında daha fazla pay almaya başladı. (ekonomim.com)
Birim Fiyatlardaki Değişimler
Türkiye, AB’nin ilk on hazır giyim tedarikçisi arasında Tunus ve Fas’tan sonra en yüksek birim fiyata sahip üçüncü ülke konumunda bulunuyor. Ancak, kilogram başına ihracat değeri %3,8 düşüşle 20,2 Euro’ya geriledi. Bu düşüş, Türkiye’nin rekabet gücünü olumsuz etkileyen faktörlerden biri olarak öne çıkıyor. (ekonomim.com)
Rekabet Gücündeki Azalma ve Maliyet Baskıları
Son yıllarda Türkiye’nin hazır giyim sektörü, artan maliyetler ve kur dalgalanmaları nedeniyle uluslararası pazarda rekabet gücünü kaybediyor. Aynı üründe Türkiye’nin maliyeti rakiplerinden %40-50 daha fazla. Lojistik avantaj ve kalite sayesinde %15-20’lik fiyat farkı kabul edilebilirken, %50’yi aşan farklar pazar kaybına yol açıyor. (ekonomim.com)
1. Artan Üretim Maliyetleri ve Rekabet Gücü Kaybı:
- Yükselen Maliyetler: Enerji, işçilik ve hammadde maliyetlerindeki artış, üretim maliyetlerini önemli ölçüde artırmıştır.
- Kur Baskısı: Kur artışlarının enflasyonun gerisinde kalması, maliyetlerin ihracat fiyatlarına yansıtılmasını zorlaştırmıştır.
- Rekabet Gücü Kaybı: Bu durum, Türkiye’nin uluslararası pazarda rekabet gücünü azaltmış ve fiyat kırma yoluna gitmesine neden olmuştur. (ekonomim.com)
2. Düşük Maliyetli Ülkelerle Rekabet:
- Rakip Ülkelerin Yükselişi: Kamboçya, Pakistan ve Fas gibi düşük işçilik maliyetine sahip ülkeler, AB pazarında daha rekabetçi fiyatlar sunarak Türkiye’nin pazar payını azaltmıştır.
- Pazar Payı Kaybı: Bu ülkelerin pazar paylarını artırması, Türkiye’nin fiyatlarını düşürme baskısını artırdı.
3. Katma Değeri Yüksek Ürün Üretimindeki Eksiklikler:
- Düşük Katma Değer: Türkiye’nin kilogram başına ihracat değeri, Portekiz gibi ülkelerin gerisindedir.
- İnovasyon Eksikliği: Katma değeri yüksek, inovatif ve sürdürülebilir ürünlere yeterince odaklanılmaması, birim fiyatların düşük kalmasına neden oldu. (paradergi.com.tr)
4. Küresel Ekonomik Koşullar ve Talep Daralması:
- Ekonomik Belirsizlikler: Küresel ekonomik belirsizlikler ve resesyon endişeleri, talep daralmasına yol açtı.
- Azalan Talep: Azalan talep, ihracatçıların fiyatlarını düşürerek rekabete yönlendirdi. (teksarge.com)
Bu faktörler, Türkiye’nin hazır giyim ihracatında kilogram başına düşen fiyatların azalması ile sonuçlandı. Sektörün sürdürülebilirliği için katma değeri yüksek ürünlere yönelmek ve maliyetleri kontrol altına almak önem arzediyor.
AB Pazarındaki Genel Eğilimler
AB’nin toplam hazır giyim ithalatı 2024 yılının Ocak-Ekim döneminde bir önceki yıla göre %0,3 artarak 80,9 milyar Euro’ya ulaştı. Bu artışa rağmen, Türkiye’nin ihracatındaki düşüş dikkat çekiyor. Öte yandan, Çin ve Bangladeş gibi büyük tedarikçilerin ihracatında sırasıyla %1,5 ve %0,8 oranında artışlar yaşandı. Bu durum, Türkiye’nin pazar payındaki düşüşün daha belirgin hale gelmesine neden oldu. (ekonomim.com)
Tekstil Sektöründeki Farklı Eğilimler
Hazır giyim sektöründeki düşüşe karşın, Türkiye’nin tekstil ve hammaddeleri ihracatında farklı bir eğilim gözlemleniyor. 2024 yılı Ocak-Temmuz döneminde AB’nin Türkiye’den tekstil ithalatı %0,5 artışla 2,9 milyar Euro’ya yükseldi. Bu artış, tekstil sektörünün AB pazarındaki payını %17,9’a çıkardı. Ancak, bu büyüme birim fiyatlarda yapılan indirimlerle sağlandı; kilogram başına birim fiyat %9,5 düşüşle 4 Euro’ya geriledi. (ihkib.org.tr)
Moda Yolculuğu: Üç Ülkenin Yükselişi
Avrupa’nın hareketli moda sahnesinde, büyük markalar ve tüketiciler, uygun fiyatlı ve hızlı tedarik sağlayabilecek yeni üreticiler arayışındaydı. Bu arayış, onları Asya ve Afrika’nın farklı köşelerine götürdü: Kamboçya, Pakistan ve Fas… Üç ülke, geçmişte tekstil devleri arasında görülmese de, şartlarını avantaja çevirerek Avrupa pazarında yükselmeye başlamıştı.
Kamboçya: Emekle Örülen Başarı
Phnom Penh’in dar sokaklarında, dikiş makinelerinin ritmik sesi yükseliyordu. Sokaklarda bisiklet süren işçiler, sabahın erken saatlerinde fabrikalara akın ediyordu. Kamboçya, düşük işçilik maliyetleri sayesinde büyük moda markalarının dikkatini çekmişti. Avrupa’daki perakendeciler, buradaki fabrikalarla anlaşmalar yaparak rekabetçi fiyatlarla ürün tedarik ediyordu.
Ancak Kamboçya’nın yükselişi yalnızca ucuz iş gücüne dayanmıyordu. ABD ve AB’nin Çin’e karşı getirdiği ticaret kısıtlamaları, Kamboçya’nın ihracatını artırmasına olanak tanımıştı. Çin’den siparişlerini çekmek zorunda kalan firmalar, gözlerini Güneydoğu Asya’nın bu gelişmekte olan üretim merkezine çevirmişti.
Pakistan: Kumaşın Kalbi
Karaçi’deki dev fabrikalar, 24 saat boyunca üretime devam ediyordu. Pakistan, pamuk üretimi ve tekstil işçiliği konusunda köklü bir geçmişe sahipti. Üretim maliyetlerinin düşük olması ve işçiliğin kaliteli olması, Pakistan’ı Avrupa’nın büyük moda devleri için cazip hale getirmişti.
Avrupa’da hızlı moda akımı güçlendikçe, markalar daha sık ve daha düşük maliyetli üretime yöneliyordu. Pakistan, bu trendin en büyük kazananlarından biri olmuştu. Moda dünyasında değişen her koleksiyon, hızla Pakistan’daki atölyelerde hayata geçiriliyor ve kısa sürede Avrupa mağazalarına ulaştırılıyordu.
Fas: Lojistik Avantajın Gücü
Fas, Avrupa’ya coğrafi yakınlığı sayesinde büyük bir avantaj elde etmişti. Casablanca’dan kalkan gemiler ve uçaklar, Fransa ve İspanya’ya birkaç gün içinde teslimat yapabiliyordu. Avrupalı perakendeciler için bu, Çin’den veya Bangladeş’ten gelen ürünleri haftalarca beklemekten çok daha cazipti.
Üstelik Fas, AB ile yaptığı özel ticaret anlaşmaları sayesinde, hariçte işleme rejimi avantajını kullanarak düşük vergilerle ihracat yapabiliyordu. Avrupa markaları, hızlı teslimat ve düşük maliyetin birleştiği bu sistemi keşfetmişti.
Moda Sahnesinde Yeni Güçler
Bu üç ülkenin yükselişi, moda dünyasında yeni bir düzen kuruyordu. Artık etiketlerde “Made in Cambodia”, “Made in Pakistan” ve “Made in Morocco” ibareleri daha sık görülüyordu. Büyük moda zincirleri, bu ülkelerden gelen ürünleri mağazalarında sergiliyor, tüketiciler de hem uygun fiyatlı hem de şık kıyafetlere ulaşmanın keyfini çıkarıyordu.
Gelecekte moda dünyasında hangi ülkelerin yükseleceği bilinmezdi, ama Kamboçya, Pakistan ve Fas, stratejik hamleleriyle Avrupa pazarında kalıcı bir yer edinmişti. Tekstil dünyasında rekabet sertti, ancak bu üç ülke, emek, lojistik ve ticaret politikalarını avantaja çevirerek Avrupa moda sahnesinde kendilerine güçlü bir yer açmıştı.
Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) hazır giyim ihracatındaki düşüş, sektörün rekabet gücünü artıracak stratejilerin önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Maliyetlerin düşürülmesi, katma değeri yüksek ürünlere yönelme ve yeni pazar arayışları, sektörün sürdürülebilirliği açısından kritik öneme sahiptir. Ayrıca, AB’nin sürdürülebilirlik ve çevresel standartlarına uyum sağlamak, Türkiye’nin pazar payını artırmasına katkı sağlayabilir.
Maliyetlerin Düşürülmesi:
Son yıllarda Türkiye’nin hazır giyim sektöründe üretim maliyetleri, rakip ülkelere kıyasla %40-50 oranında daha yüksek seyretmektedir. Lojistik avantajı ve kalite sayesinde %15-20’lik bir fark kabul edilebilirken, %50’yi aşan maliyet farkları pazar kaybına neden olmaktadır. (ekonomim.com)
Bu nedenle, enerji verimliliğini artıracak yatırımlar ve üretim süreçlerinin optimize edilmesi gibi önlemlerle maliyetlerin düşürülmesi gerekmektedir. Ayrıca, devlet destekleri ve teşviklerle işletmelerin finansmana erişiminin kolaylaştırılması, maliyetlerin azaltılmasına katkı sağlayabilir.
Katma Değeri Yüksek Ürünlere Yönelme:
Türkiye’nin tekstil ve hazır giyim sektöründe rekabet gücünü artırmak için üretimde kalite ve tasarıma daha fazla önem verilmelidir. (dergipark.org.tr)
Bu bağlamda, Ar-Ge yatırımlarının artırılması, inovatif ve moda trendlerine uygun ürünlerin geliştirilmesi önemlidir. Ayrıca, markalaşma ve özgün tasarımlarla katma değeri yüksek ürünler üreterek, uluslararası pazarda farklılaşma sağlanabilir.
Yeni Pazar Arayışları:
AB pazarındaki daralma ve rekabetin artması nedeniyle, Türkiye’nin alternatif pazar arayışlarına yönelmesi gerekmektedir. Asya, Afrika ve Latin Amerika gibi yükselen pazarlarda tanıtım faaliyetleri ve ticaret heyetleri düzenleyerek, yeni müşteri portföyleri oluşturulabilir. Ayrıca, serbest ticaret anlaşmaları ve ikili iş birliği anlaşmalarıyla bu pazarlara giriş kolaylaştırılabilir.
Sürdürülebilirlik ve Çevresel Standartlara Uyum:
AB’nin sürdürülebilirlik ve çevresel standartlarına uyum sağlamak, Türkiye’nin pazar payını artırmasına katkı sağlayabilir. Bu kapsamda, çevre dostu üretim teknikleri, geri dönüştürülebilir malzemelerin kullanımı ve karbon ayak izinin azaltılması gibi uygulamalar benimsenmelidir. Ayrıca, uluslararası sertifikasyonlara sahip olarak, AB pazarında tercih edilen tedarikçi konumuna gelinebilir.
Sonuç olarak, Türkiye’nin hazır giyim sektöründe rekabet gücünü artırmak için maliyetlerin düşürülmesi, katma değeri yüksek ürünlere yönelme, yeni pazar arayışları ve sürdürülebilirlik standartlarına uyum gibi stratejilerin bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gerekmektedir.