OSMAN HAMDİ BEY’İN KAYIP ESERİ 52 MİLYON TL’YE SATILDI

Dünyaca ünlü sanatçı Osman Hamdi Bey’in yakın zamana kadar kayıp olduğu düşünülen “Preparing Coffee” (Kahve Hazırlamak) tablosu 29 Nisan’daki açık artırmada bir milyon 16 bin sterline (52 milyon TL) satıldı. 

Toplam 50 eserin birer birer dakikalar içinde satıldığı açık artırmanın en yüksek değer biçilen eseri Osman Hamdi Bey’in tablosu oldu. 

Adı açıklanmayan bir alıcının telefon üzerinden verdiği teklifle koleksiyonuna kattığı 1881 tarihli tablo, Sébah & Joaillier tarafından aynı yıl fotoğraflanmıştı. 

Eserin cam negatifi de İstanbul Alman Arkeoloji Enstitüsü Arşivi’nde bulunuyordu.

29 Nisan’da Sotheby’s Oryantalist Sanat satışı kapsamında açık artırmaya sunulan tablonun 1-1,5 milyon sterline alıcı bulması bekleniyordu.

Gürcistan’dan Avusturya’ya yolculuk

“Kahve Hazırlamak”ın son yüzyılda yaptığı yolculuk da yeniden keşfedilmesiyle birlikte gün yüzüne çıkıyor. 

Sotheby’s’e göre eser, 1910 civarında Gürcistanlı bir sanat koleksiyoncusu olan Prens Sadık Yadigarov tarafından satın alındı ​​ve ardından tablo oğlu Archil’e geçti.

1930 civarında, Archil ile evlilik yoluyla akrabalığı olan Viyana’daki özel bir koleksiyoncu tabloyu satın aldı.

2008’e kadar miras yoluyla aile koleksiyonunda kaldı. 

Oradan, Avusturya’daki başka bir özel koleksiyona geçti ve bugüne kadar da orada kaldı.

Tabloda, Topkapı Sarayı’nın harem bölmesi olabilecek hayali bir iç mekanda kahve hazırlayan iki genç kadın betimleniyor. 

Osman Hamdi iç mekanda kolon, objeler ve arka planda zengin fayanslar tasvir ediyor.

1878-1881 yılları Osman Hamdi’nin birçok eser verdiği en verimli dönemi olarak biliniyor. 

‘Sanatçı olarak da kesinlikle sanatına çok hakim’

BBC Türkçe‘ye konuşan Resim ve Çağdaş Sanat Koruma Uzmanı Filiz Kuvvetli, “Kahve Hazırlamak” tablosunda, Osman Hamdi Bey’in diğer eserlerinde de görülen ortak figürlere dikkat çekiyor. 

Daha önce Osman Hamdi’nin altı tablosu üzerinde bilimsel araştırmalar yapmış olan Kuvvetli, duvardaki çiniler, yerdeki halı ve sarı kaftanlı kadının kıyafeti gibi öğeleri diğer tablolarında “neredeyse bazen aynı bazen de hafif bir değişiklikle” kullandığını söylüyor. 

Sotheby’s müzayede evinin BBC Türkçe ile paylaştığı bilgiye göre yaklaşık 150 yaşındaki eser oldukça iyi durumdaydı. Bu, eserin orijinal halinin korunduğu anlamına geliyor.

Filiz Kuvvetli, Osman Hamdi’nin “çok iyi bir tekniği” olduğunu söylüyor ve “usta bir fırçası var” diye ekliyor .

Eserlerinin iyi korunabilmesinde “muhtemelen yurt dışından aldığı” yüksek kaliteli malzemeler kullanmasının etkisi olduğunu tahmin ediyor. 

Kuvvetli, Osmanlı’da o zamanlar daha çok kitap ve kağıt üzerine yapılan çalışmaların çok yaygın olduğunu; bunların daha çok su bazlı boyalarla yapıldığını söylüyor. 

“Osman Hamdi Bey bütün tablolarında yağlı boya tekniği kullanmış. Yağlı boya içinde keten yağı ve kullandığınız pigmentlerin (boya tozları) kalitesi çok önemli. Tablolarında, malzemeden kaynaklanan hasar göremiyorsunuz.” diyor. 

Osman Hamdi Bey’in tablolarını ultraviyole ve infrared ışınlarla analiz eden çalışmalarda yer alan Filiz Kuvvetli, “Sanatçının en önemli özelliklerinden biri, tuvalin üzerine yapacağı bütün motifleri kurşun kalemle önceden yerleştirmiş olması” diyor. 

Kuvvetli’ye göre bu da onun yapacağı tabloyu önceden planladığını ve kafasında detaylarıyla planladığını gösteriyor. 

“Sanatçı olarak kesinlikle sanatına çok hakim” diye ekliyor. 

Osman Hamdi Bey kimdir? 

Türkiye’nin ilk ressamlarından biri olan Osman Hamdi Bey, hukuk okumak için Paris’e gönderildi ancak 1860’ların başında eğitimini yarıda bırakarak arkeoloji ve resimle ilgilenmeye başladı. 

Resmi biyografisine göre, resme olan tutkusu sebebiyle Paris Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’na devam etti ve dönemin ünlü ressamları Jean-Léon Gérôme ve Gustave Boulanger’den dersler aldı.

Oryantalist sahneleri tasvir etmek için batı tarzı resim stilini benimsedi. 

O dönem Oryantalist sanata yönelik artan bir ilgi vardı.

1871 yılında İstanbul’a dönen sanatçı, Topkapı Sarayı’nda yabancı elçilerin protokol işleriyle ilgili göreve atandı. 

Gösterdiği başarılarından dolayı Sultan Abdülaziz tarafından 1873 yılında Viyana’da açılan Uluslararası Sergi için görevlendirildi.

Çeşitli devlet görevlerinde çalışan Osman Hamdi Bey, Nemrut Dağı tümülüsünde, Lagina’da bulunan Hekate Tapınağı’nda kazılar yaptı. En önemli arkeolojik kazısı Sayda (Sidon, Lübnan) kazısından kral mezarlığı kazıları olarak biliniyor. 

Gelecek vadeden Türk sanatçılarına resmi bir sanat eğitimi sağlamak amacıyla 1882’de İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’ni kurdu ve ilk müdürü oldu. 

Başarıları uluslararası alanda da tanındı. 

Londra’daki Kraliyet Sanat Akademisi üyeliği, Pensilvanya Üniversitesi’nde fahri üyelik, Fransa şeref nişanı ve Oxford Üniversitesi’nden fahri doktora verildi.

  • Related Posts

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir