BORÇ MONİTÖRÜ 2024’TE REKOR KIRDI

Uluslararası Finans Enstitüsü’nün (IIF) “Küresel Borç Monitörü” raporuna göre, küresel borç 2024 yılında yaklaşık 7 trilyon dolar artarak 318 trilyon dolara ulaştı. Bu yükselişle birlikte küresel borcun GSYH’ye oranı yüzde 328’e çıkarak son dört yılın ilk artışını kaydetti. Borçlanmadaki büyüme özellikle gelişmekte olan piyasalardan kaynaklanırken, en büyük artış kamu borçlarında görüldü. Türkiye’de ise borçların GSYH’ye oranı genel olarak gerileme gösterdi.

Küresel borç seviyesi, 2024 yılı itibarıyla 318 trilyon dolara ulaşarak yeni bir rekor kırdı. Uluslararası Finans Enstitüsü’nün (IIF) yayımladığı “Küresel Borç Monitörü” raporuna göre, küresel borç miktarı geçen yıl yaklaşık 7 trilyon dolar artış gösterdi.

Bu artış, ABD Merkez Bankasının (Fed) 2023 yılındaki gevşeme döngüsüne kıyasla daha düşük seviyede gerçekleşse de, borçlanmada küresel ölçekte önemli bir yükselişe işaret etti. Raporda, Fed’in faiz indirimi beklentilerinin azalması ve küresel belirsizliklerin artması nedeniyle borçlanma hızının yavaşladığı ancak toplam borç seviyesinin hâlâ yüksek olduğu belirtildi.

Özellikle, 2024’ün dördüncü çeyreğinde borç seviyelerinde belirgin bir yavaşlama görülse de, borçlanmadaki artışın yaklaşık yüzde 65’i gelişmekte olan piyasalardan kaynaklandı. Gelişmiş ekonomilerde toplam borç 214,3 trilyon dolara ulaşırken, gelişmekte olan piyasalarda 103,7 trilyon dolara çıktı.

Borçlanmanın dağılımı ve GSYH oranları

Sektörel dağılım açısından bakıldığında:

* Hanehalkı borçları 60,1 trilyon dolara,
* Finansal olmayan şirketlere ait borçlar 91,3 trilyon dolara,
* Kamu borçları 95,3 trilyon dolara,
* Banka ve finansal şirketlere ait borçlar 71,4 trilyon dolara yükseldi.

Özellikle, 2024’ün dördüncü çeyreğinde borç seviyelerinde belirgin bir yavaşlama görülse de, borçlanmadaki artışın yaklaşık yüzde 65’i gelişmekte olan piyasalardan kaynaklandı. Gelişmiş ekonomilerde toplam borç 214,3 trilyon dolara ulaşırken, gelişmekte olan piyasalarda 103,7 trilyon dolara çıktı.

Borçlanmanın dağılımı ve GSYH oranları

Sektörel dağılım açısından bakıldığında:

* Hanehalkı borçları 60,1 trilyon dolara,
* Finansal olmayan şirketlere ait borçlar 91,3 trilyon dolara,
* Kamu borçları 95,3 trilyon dolara,
* Banka ve finansal şirketlere ait borçlar 71,4 trilyon dolara yükseldi.

* Hanehalkı borçları yüzde 11,3’ten yüzde 10’a,
* Finansal olmayan şirketlerin borçları yüzde 47,5’ten yüzde 39,7’ye,
* Kamu borçları yüzde 33,8’den yüzde 26,6’ya,
* Banka ve finansal şirketlere ait borçlar yüzde 17,3’ten yüzde 16,3’e geriledi.

Raporda, 2025’in ilk yarısında küresel borçlanmada daha fazla yavaşlama beklendiği belirtilirken, küresel ekonomik politika belirsizliklerinin yüksek seviyede seyretmesi nedeniyle özel sektörün kredi talebinde daha temkinli bir yaklaşım sergileyebileceği öngörülüyor.

Türkiye’de Fazla Kullanım Ücreti

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz, yeni enerji tedarik düzenlemesiyle fazla elektrik kullananların maliyetini ödeyeceğini, bunun zam anlamına gelmediğini ifade etti. Yılmaz, “Villada, yalıda oturanların enerjisini neden devlet sübvanse etsin” diye sordu.Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), bu yıldan itibaren yıllık tüketimi 5 bin kilovatsaat olan abonelere sübvansiyon sağlanmayı sonlandırdı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, şubatta uygulanmaya başlayan yeni sistemden 42 milyon abonenin 40 milyonunun etkileneceğini kaydetti.

Yeni uygulamayla aylık elektrik faturası 1050 TL’yi aşarsa farklı tarifeden derecelendirme yapılacağı için fatura 2 bin liraya ulaşabilecek.

‘Fazla tüketenler maliyetini ödeyecek, zam yok’

Bloomberg HT’ye konuşan EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, devlet sübvansiyonunun çok önemli bir konu olduğunu ifade etti.

“Villada, yalıda oturanların enerjisini neden devlet sübvanse etsin” diyen Yılmaz, “Asgari ücretle çalışan bir vatandaşımızın ihtiyacını devlet karşılıyor. 3 milyonluk elektrikli aracın enerjisini de devlet sübvanse etmesin”  ifadelerini kullandı.

Yılmaz şunları kaydetti: “Sübvansiyonlar yatırımları da engelliyor. Yatırımcılara diyorsunuz ki serbest piyasada elektriğin maliyeti şu kadar buna güvenerek yatırım yapıyor sonra diyorsunuz ki sen enerjini şu kadar fiyattan satacaksın, bu doğru değil. Fazla tüketenler maliyetini ödeyecek, zam yok. 5 bin kilovatsaatin üstüne sübvansiyon olmaması doğru karar. Diğer türlü senin vergilerin, benim vergilerim başkasının elektrik parasını ödemiş oluyor.”

EPDK Nedir?

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu elektrik piyasalarının düzenlenmesi amacıyla 4628 sayılı Yasa ile 2001 yılında kurulmuştur. Daha sonra çeşitli kanunlarla doğal gaz, petrol ve LPG piyasalarının da düzenlenmesi görevi verilmiştir.

KAYNAK: DÜNYA GAZETESİ

Related Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir