
Table of Contents
Günümüzde teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte, alışveriş alışkanlıklarımız köklü değişikliklere uğruyor. Özellikle yapay zekanın (AI) hayatımıza girmesi, online alışveriş deneyimimizi yeni bir boyuta taşıyor. Space & Time’dan Lyle Kercher’ın da belirttiği gibi, yapay zeka artık “duygusuz” ve daha objektif alışverişlerin önünü açarken, tüketiciler için yeni bir dönemi müjdeliyor. Peki, bu değişim ne anlama geliyor ve alışveriş botları gerçekten nasıl bir rol oynuyor?
İşte detaylar…
Geleneksel Satış ve İnsan Faktörü
Tarih boyunca en bilinen satış stratejilerinden biri, Henry Ford’un da söz ettiği gibi, “İnsanlara ne istediğini sor, sonra da ihtiyaç duyduklarını sat.” Bu yaklaşımda, satış elemanı müşterinin isteklerini anlamaya çalışır, onları yönlendirir, sorularla ihtiyaçlarını ortaya çıkarır ve uygun çözümler sunar. Bu, yüz yüze yapılan satışlarda, mağaza içi deneyimlerde, satış danışmanlarının müşteriye dokunduğu ve ikna ettiği anlarda büyük rol oynar.
Ancak, dijital çağda bu geleneksel yöntem ciddi anlamda değişiyor. Artık insanlar mağaza gezmeye, satış danışmanlarıyla sohbet etmeye pek de zaman ayırmadan, kendi hızlarında alışveriş yapmayı tercih ediyorlar. Online alışverişin yükselişiyle birlikte, fiziksel mağazaların cazibesi azaldı. 2006 yılından 2024’e kadar İngiltere’deki online satışların toplam perakende satışlar içindeki payı yüzde 2.8’den yüzde 30.3’e yükseldi. Pandemi döneminde ise bu oran zirve yaptı. İnsanlar artık mağazalara gitmek yerine, evlerinin konforunda, bilgisayar veya akıllı telefonlarıyla alışveriş yapmayı tercih ediyor. Bu durum, satış görevlilerinin ikna edici gücünü azalttı ve tüketicilere kendi kendine araştırma, karşılaştırma ve karar verme özgürlüğü tanıdı.
Yapay zeka ile heart mı, head mi?
Her ne kadar tüketiciler, bu yeni alışveriş ortamında “kontrolün bizde olduğunu” hissetmek isteseler de, alışverişlerde duygular her zaman önemli bir rol oynar. İnsan doğası gereği, “kalp ve akıl” arasındaki mücadele, alışverişte de kendini gösterir. Birçok zaman, ihtiyaçtan ziyade arzular, duygusal bağlar ve hayaller ön plana çıkar. Daha pahalı ve çekici görünen ürünler, bazen daha “değerli” ya da “daha iyi” gibi algılanabilir. Bu da, çoğu zaman, gerçekten ihtiyaç duyduğumuzdan daha fazlasını satın almamıza neden olur.
İşte burada “duygusal harcamalar” devreye girer. Bir ürünün kendisi değil, onunla ilgili hayaller, kendimizi ödüllendirme ya da stres atma amacıyla yapılan alışverişler, çoğu zaman alışveriş sepetimizi doldurur ve satın alma işlemini gerçekleştiririz. Bu noktada, içimizdeki tatmin duygusu, aslında ürünün kendisinden daha önemli hale gelir. Dolabımızda, belki bir kez bile giyilmemiş onlarca kıyafet ve aksesuar bulunur. Peki, gerçekten ihtiyaç mıydı bunlar? Yoksa sadece o anki duygusal dürtülerin eseri mi?
Duygusal Harcamaları Kontrol Altına Almak Mümkün mü?
Asıl soru şu: Bizler, tüketiciler olarak, online alışverişte daha objektif ve bilinçli kararlar alabilmek için neler yapabiliriz? Dışarıda, mağazalarda satış danışmanlarının yönlendirmelerine maruz kalan tüketici, artık kendi kendine araştırma yapma imkanına sahip. İnternetin sunduğu devasa bilgi kaynağını kullanmak, karşılaştırma yapmak ve daha bilinçli seçimler yapmak mümkün. Ancak, burada devreye giren en büyük sorun, dijital platformların ve alışveriş sitelerinin ticari çıkarları ve reklam odaklı yapısı.
İşte tam bu noktada, yapay zekanın sunduğu yeni çözümler devreye giriyor.
Alışveriş Botları ve Yapay Zeka
DeepAI’ın yeni geliştirdiği ChatGPT tabanlı alışveriş botları, bu alanda devrim yaratma potansiyeline sahip. Kullanıcılar, alışveriş niyetlerini belirten sorular sorduklarında, ChatGPT ürün detayları, kullanıcı yorumları, görseller ve satın alma bağlantılarıyla yardımcı oluyor. Bu araçlar, aslında sorulan sorulara göre, kişiselleştirilmiş ve bağımsız seçimlerle, kullanıcının kararını kolaylaştırmayı amaçlıyor.
“Peki, bu sonuçlar zaten Google veya Bing’de de bulunmuyor mu?” diye sorabilirsiniz. Evet, benzer aramalar yapılabilir. Ancak, ChatGPT’nin farkı şu: Bu botlar, sponsorlu ve algoritma bazlı değil; kullanıcının önceki etkileşimleri ve tercihleri doğrultusunda, bağımsız ve tarafsız bilgiler sunuyor. Yani, kullanıcılar, alışveriş sırasında, reklam veya pazarlama odaklı içeriklere maruz kalmadan, daha objektif ve bilinçli kararlar alabiliyor.
Bu Teknoloji Ne İşe Yarar?
Bu yapay zeka destekli alışveriş botları, tüketicilerin online alışverişte karşılaştığı en büyük sorunlardan biri olan “kandırılma” veya “yanıltıcı” içeriklerin önüne geçebilir. Kullanıcı, sadece ihtiyaç duyduğu ve gerçekten ilgilendiği ürünleri, en doğru ve güvenilir bilgilerle öğrenebilir. Bu da, satın alma kararını hızlandırır ve daha tatmin edici hale getirir.
Örneğin, bir kullanıcı yeni bir dizüstü bilgisayar almak istiyor ve ChatGPT’ye “En iyi fiyat/performans oranına sahip dizüstü bilgisayarlar hangileri?” diye soruyor. Bot, kullanıcının önceki tercihlerine ve bütçesine göre, bağımsız ve tarafsız bilgilerle önerilerde bulunabilir. Kullanıcı, hem zaman kazanır hem de, reklam veya sponsorlukların yönlendirmesi olmadan, gerçekten ihtiyaç duyduğu ürünü seçmiş olur.
Peki, Perakende Sektörüne Etkisi Ne Olacak?
Bu teknolojik gelişmeler, hem tüketiciler hem de perakendeciler açısından yeni fırsatlar ve zorluklar doğuruyor. Tüketiciler, daha bilinçli ve objektif alışveriş yapma şansı yakalarken, perakendeciler ise, ürünlerini daha iyi anlatmak ve öne çıkarmak için yeni stratejiler geliştirmek zorunda kalacaklar.
Ancak, şu an için, ChatGPT gibi araçların büyük perakende devleriyle (Amazon, Google, Meta, TikTok gibi) rekabet edebilecek seviyeye ulaşması zaman alacak. Çünkü, bu platformlar, kendi yapay zeka ve algoritmalarını geliştirmiş durumda ve reklam gelirleriyle ayakta duruyorlar. DeepAI ve benzeri şirketler ise, şu an için, kullanıcılara en objektif ve bağımsız bilgi sunma konusunda yoğunlaşıyor.
Güçlü Marka ve Ürünler Her Zaman Öne Çıkacak
Yine de, teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, tüketicilerin güvenini kazanmış, güçlü marka imajına sahip, iyi tasarlanmış, uygun fiyatlı ve kaliteli ürünler her zaman ön planda olacak. İnsanlar, objektif ve doğru bilgiye ulaşmak isterken, markaların da bu bilgiyi dürüstçe ve şeffaf şekilde sunması büyük önem taşıyor.
Online alışverişte, yapay zeka ve alışveriş botlarının sunduğu imkanlar, tüketicilerin daha bilinçli ve tatmin edici kararlar almasına katkıda bulunabilir. Bu, hem alışveriş deneyimini daha şeffaf hale getirir hem de markalara olan güveni artırır. Ancak, teknolojinin getirdiği bu yeni dönemde, hem tüketicilerin hem de markaların dikkatli olması ve etik kurallara uygun hareket etmesi büyük önem taşıyor.