
7 Ocak 2025’te, ABD’nin Kaliforniya eyaletindeki Los Angeles metropolü ve çevresinde başlayan orman yangınları, özellikle Palisades ve Eaton bölgelerinde hızla yayılarak büyük yıkıma neden oldu. Şiddetli Santa Ana rüzgarları ve kurak koşulların etkisiyle büyüyen bu yangınlar, 11 kişinin hayatını kaybetmesine, yaklaşık 180.000 kişinin tahliye edilmesine ve 13.400’den fazla yapının zarar görmesine yol açtı. Peki yangının sebebi ne? İşte bazı olasılıklar…
Sosyal medyada ortaya atılan iddia: Enerji silahı
Los Angeles’ta 7 Ocak 2025’te başlayan orman yangınları, sosyal medyada çeşitli komplo teorilerinin yayılmasına neden oldu. Özellikle, yangınların “yönlendirilmiş enerji silahı” (DEW) saldırısı sonucu çıktığı iddiaları dikkat çekti.
Uzmanlardan ateş silahı iddiasına yalanlama
Uzmanlar ve yetkililer, bu iddiaları reddederek yangınların kuru hava koşulları, şiddetli rüzgarlar ve elektrik hatlarındaki arızalar gibi doğal ve teknik faktörlerden kaynaklandığını belirtti.
Los Angeles İtfaiye Departmanı sözcüsü Margaret Stewart, yangınların “dinamik ve tehlikeli” olduğunu vurgulayarak, şiddetli rüzgarların müdahaleyi zorlaştırdığını ifade etti. 80 mil/saat hızla esen rüzgarlar, yangının hızla yayılmasına neden olurken, havadan müdahale imkansız hale geldi.
Trump’ın iktidarı sabote mi ediliyor?
Los Angeles’ta meydana gelen orman yangınları, hem doğal bir afet hem de siyasi bir kriz olarak kayıtlara geçti. Eski Başkan Donald Trump, yangınlar nedeniyle mevcut yönetimi ve California Valisi Gavin Newsom’u suçladı. Trump, yangın musluklarında su bulunmadığını ve Federal Acil Durum Yönetim Kurumu’nun (FEMA) parasının olmadığını iddia etti.
Bu açıklamalar, yangınların kasıtlı olarak Trump’ın iktidarını zayıflatmak amacıyla çıkarıldığı yönünde komplo teorilerini tetikledi. Ancak, birçok uzman ve yetkili bu iddiaları asılsız olarak nitelendiriyor. Vali Newsom, Trump’ın eleştirilerine yanıt vererek, insanların evlerini ve hayatlarını kaybettiği bir dönemde siyasetin yersiz olduğunu belirtti.
Trump’tan yetkililere canlı yayında suçlama
BD’nin 47. Başkanı olarak seçilen Donald Trump, Los Angeles’ta devam eden orman yangınlarıyla ilgili olarak sosyal medya üzerinden mevcut yönetimi ve California eyaletindeki yetkilileri sert bir dille eleştirdi. Trump, yangınların kontrol altına alınamamasını “beceriksiz politikacılar”ın suçu olarak nitelendirerek, “Binlerce muhteşem ev yok oldu ve çok daha fazlası yakında kaybedilecek.” ifadelerini kullandı.
Trump, yangınların durumunu “Her yerde ölüm var. Bu, ülkemizin tarihindeki en kötü felaketlerden biri.” şeklinde tanımladı ve yöneticilerin yangınları söndürememesini eleştirerek, “Yangınları bir türlü söndüremiyorlar. Bunların nesi var?” şeklinde tepki gösterdi.
Bu eleştiriler, Trump’ın sosyal medya üzerinden sık sık yaptığı sert çıkışların bir devamı olarak görülüyor. Yangınların yaygın olduğu dönemlerde, özellikle kırsal ve yerleşim alanlarının tehlikede olduğu durumlarda, yöneticilerin ve politikacıların sorumlulukları üzerine kamuoyunda tartışmalar yaşanıyor.
Akıllı şehirlere ‘Neron’ yöntemleri ile radikal bir dönüşüm mü?
Bazı çevreler, son dönemde yaşanan olayların, toplumları istikrarsızlaştırmak, ulusal kimlikleri zayıflatmak ve “15 dakikalık şehirler” olarak bilinen kentsel planlama konseptinin uygulanmasına zemin hazırlamak amacıyla gerçekleştirildiğini öne sürüyor. Bu iddialara göre, günlük ihtiyaçların kısa mesafelerde karşılanmasını hedefleyen bu şehir modeli, bireylerin hareket özgürlüğünü kısıtlayarak devlet kontrolünü artırmayı amaçlıyor.
Ancak, uzmanlar ve şehir plancıları, “15 dakikalık şehirler” konseptinin temel amacının, yaşam kalitesini artırmak, çevreye duyarlı ulaşımı teşvik etmek ve şehirleri daha sürdürülebilir hale getirmek olduğunu belirtiyor. Bu modelin, insanların temel ihtiyaçlarına kolay erişimini sağlamayı hedeflediği ve hareket özgürlüğünü kısıtlamayı amaçlamadığı vurgulanıyor.
Öte yandan, bazı komplo teorisyenleri, bu şehir modelini “sosyalist” veya “Stalinist” bir kavram olarak nitelendirerek, vatandaşların evlerinden 15 dakikadan fazla uzaklaşmasını önleyerek nüfusu kontrol altında tutmayı amaçladığını öne sürüyor. Ancak, şehir plancıları, gerçekte 15 dakikalık şehirlerin amacının insanların mahallelerinden uzaklaşmalarını engellemek değil, aksine her mahallede yaşam kalitesini artırarak iyi hizmet alabilmek için uzaklara gitme zorunluluğunu ortadan kaldırmak olduğunu belirtiyor.
Kundaklama olasılığı
Los Angeles’ta devam eden orman yangınlarıyla ilgili olarak, yetkililer kundaklama şüphesiyle en az iki kişiyi gözaltına aldı. West Valley bölgesinde, çevredekilerin “ateş yakmaya çalıştığını” iddia ettikleri bir kişi tutuklandı.
Ayrıca, Woodland Hills bölgesinde yangın çıkarmaya teşebbüs ettiği düşünülen bir başka şahıs da gözaltına alındı. Yetkililer, bu kişilerin bölgedeki diğer yangınlarla olası bağlantılarını araştırmak üzere kapsamlı soruşturmalar yürütüldüğünü bildirdi.
Ortaya çıkan bürokratik skandallar
Su Kaynaklarının Yönetimi
- Yangın musluklarında su eksikliği: İtfaiyecilerin yangınla mücadelede kullandığı yangın musluklarının ya tamamen susuz kalması ya da düşük basınçla su sağlaması, yangınla mücadeleyi büyük ölçüde zorlaştırdı.
- Valilik ve federal hükümet arasındaki koordinasyon eksikliği: Seçilmiş Başkan Donald Trump, Kaliforniya Valisi Gavin Newsom’u, su geri kazanım bildirgesini imzalamamakla suçladı. Bu bildirge, Kuzey Kaliforniya’dan gelen aşırı yağmur ve eriyen kar sularının kullanılmasına olanak tanıyabilirdi.
2. Afet Hazırlığı ve Koordinasyon Eksikliği
- FEMA (Federal Acil Durum Yönetim Ajansı) kaynaklarının yetersizliği: Yangın sırasında acil durum ekiplerinin ihtiyaç duyduğu federal destek ve kaynakların yeterince hızlı ve etkili bir şekilde sağlanmadığı ifade edildi.
- Yerel yönetim ve federal kurumlar arasında iş birliği eksikliği: Afet yönetiminde kritik olan koordinasyon, yerel ve federal düzeyde etkili bir şekilde sağlanamadı, bu da müdahale sürelerini uzattı.
3. Altyapı Sorunları
- Bakımı yapılmayan elektrik hatları: Elektrik hatlarının yetersiz bakımı ve modernize edilmemesi, yangınların çıkışına ve hızla yayılmasına neden olan ana faktörlerden biri olarak öne çıktı.
- Rezervuar ve su altyapısındaki eksiklikler: Yangın sırasında kritik öneme sahip olan su rezervuarlarının bakım çalışmaları nedeniyle kapalı olması, yangınla mücadeleyi ciddi şekilde engelledi.
4. Planlama ve Önleyici Tedbirlerin Eksikliği
- Yangın riskine karşı yetersiz önlemler: Kaliforniya’da artan orman yangını riskine rağmen, risk yönetimi ve önleme politikalarının etkin şekilde uygulanmadığı görüldü. Orman temizliği, yangınla mücadele eğitimleri ve erken uyarı sistemleri yetersiz kaldı.
- Ev ve yerleşim bölgelerinin planlanması: Yangına karşı savunmasız bölgelerde yapılaşmaya izin verilmesi, yıkımın boyutunu artırdı.
5. Bilgilendirme ve Tahliye Yönetimi Eksiklikleri
- Huzurevi tahliyelerinde gecikme: Altadena’da huzurevi sakinlerinin tahliyesinde yaşanan gecikmeler ve plansızlık, tahliye sürecini zorlaştırdı.
- Halkın yetersiz bilgilendirilmesi: Yangın tehlikesi konusunda halkın zamanında bilgilendirilmemesi, kaosun artmasına neden oldu.
6. Siyasi ve İdari Çekişmeler
- Siyasi tartışmaların krizi gölgelemesi: Yangın sırasında, federal ve eyalet yönetimleri arasındaki siyasi çekişmeler, afet yönetimi süreçlerini baltaladı ve krize hızlı müdahaleyi engelledi.
İklim değişikliği esas sebep mi?
ABD’nin seçilmiş başkanı Trump yerel hükümeti ve belediyeyi suçlayadursun uzmanlar bambaşka bir tehlikenin altını çiziyor. Uzmanlar, iklim değişikliği nedeniyle hastalanmış bir gezegenin varlığının tehdit altına girdiğini iddia ediyor. Söz konusu kriz, daha şiddetli, güçlü fırtınalara yol açıyor dolayısıyla daha büyük bir yıkıma neden oluyor—öyle ki, burada ve dünyanın diğer bölgelerinde yasa yapıcılar ve liderler hala bu sorunu çözme iradesini göstermekten uzak görünüyor. Çevreci aktivistler, dünyanın doğal işleyişinin, sera gazlarıyla boğulan bir atmosfer nedeniyle alt üst olduğunu ve bu durumu düzeltmek için siyasi tartışmalardan daha fazlası gerektiğine vurgu yapıyor. Yetkililer, bir diğer gerçeğin sorunu çözmek, önce bilimi anlamayı ve daha da önemlisi, bilimi kabul etmeyi gerektirdiğini ifade ediyor ve bu tür krizlerin olasılığını azaltmaya ve kaçınılmaz olarak gerçekleştiğinde ölüm ve yıkımı en aza indirmeye yardımcı olacak politikaları ve protokolleri hayata geçirilmesinin önemini hatırlatıyor.