Son 6 Ay İçin Ekonomik Tavsiyeler

Son 6 Ay İçin Ekonomik Tavsiyeler

Türkiye ekonomisi, 2025 yılında hem makroekonomik istikrar arayışlarının hem de büyüme hedeflerinin yoğun bir şekilde öne çıktığı bir dönem yaşamaktadır. Bu yıl, ekonomik göstergelerin ve iç dinamiklerin karmaşık bir denge içinde ilerlediği, birçok risk ve fırsatın aynı anda gözlemlendiği bir yıl olmuştur. Ekonomik politika yapıcılar, işletmeler ve yatırımcılar, bu süreçte çeşitli stratejiler geliştirmekte ve uygulamaktadır.

Ekonomik Göstergeler ve Makroekonomik Durum

Enflasyonun Gelişimi ve Enflasyonla Mücadele

2025 yılının başında Türkiye ekonomisine en belirgin damga vuran göstergelerden biri enflasyon olmuştur. Yıllık enflasyon oranı, yüzde 42,12 seviyesinde başlangıç yapmış ve yüksek fiyat artışlarının devam ettiği bir ortamda, ekonominin temel sorunlarından biri olmaya devam etmiştir. Enflasyon, özellikle gıda, ulaşım ve kira gibi temel kalemlerde belirgin artışlar göstermiş, bu da vatandaşların alım gücünü olumsuz etkilemiştir.

Ancak yılın ilk yarısında, sıkı para politikaları ve talep daralması etkisiyle enflasyonun düşüş eğilimine girdiği gözlemlenmiştir. Merkez Bankası’nın faiz artırımları ve likidite sıkılaştırıcı politikaları, piyasada fiyat istikrarını sağlama yönünde adımlar atmıştır. Mayıs ayı itibarıyla TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) yıllık bazda yüzde 35,41 seviyesine gerilemiş, nisanda yüzde 37,86 olan enflasyon oranı ise, mali disiplin ve sıkı para politikalarının etkisiyle azalma göstermiştir. Aylık bazda ise mayıs ayında enflasyon yüzde 1,53 oranında artış kaydetmiştir. Bu gelişmeler, enflasyonun kontrol altına alınması ve fiyat istikrarının sağlanması adına olumlu bir gelişme olmuştur.

Büyüme Performansı ve Sektörel Gelişmeler

2025 yılının ilk çeyreğinde Türkiye ekonomisi yüzde 2,0 oranında büyüme kaydetmiştir. Takvim etkisinden arındırılmış büyüme ise yüzde 2,7 seviyesine ulaşmıştır. Bu oranlar, ekonomik aktivitenin düşük de olsa pozitif bir seyir izlediğine işaret etmektedir. Sektörler bazında ise dikkate değer gelişmeler şöyledir:

  • İnşaat sektörü: Yüzde 7,3 oranında büyüme ile ekonomiye önemli katkılar sağlamıştır. Bu sektör, özellikle konut ve altyapı projeleriyle dinamizmini korumuş, büyümenin lokomotifi olmuştur.
  • Bilgi ve iletişim sektörü: Yüzde 6,1 büyüme ile teknolojik gelişmeler ve dijital dönüşüm alanında ilerlemeler kaydedilmiştir. Bu sektör, inovasyon ve dijital altyapı yatırımlarıyla büyümesini sürdürmüştür.
  • Diğer hizmetler sektörü: Yüzde 4,7 oranında büyüme ile turizm, finans ve eğitim gibi alanlarda gelişmeler yaşanmıştır.
  • Tarım sektörü: Yüzde 2,0 oranında daralma göstermiştir. Tarımda yaşanan bu gerileme, iklim değişikliği ve üretim maliyetlerindeki artış gibi faktörlerle ilişkilendirilebilir.
  • Sanayi sektörü: Yüzde 1,8 oranında daralma göstermiştir. Bu durum, üretim kapasitesinde azalma ve küresel talepteki yavaşlamanın etkisiyle ortaya çıkmıştır.

İşsizlik ve İstihdam Durumu

İş gücü piyasası, 2025 yılının ilk çeyreğinde önemli gelişmeler göstermiştir. Mart ayı itibarıyla işsizlik oranı yüzde 7,9 seviyesine gerilemiş, ocak ayındaki yüzde 8,4 seviyesinden bir düşüş kaydetmiştir. Erkeklerde işsizlik oranı yüzde 6,5 iken, kadınlarda bu oran yüzde 10,6’ya yükselmiştir. Atıl iş gücü oranı ise yüzde 28,5 seviyesinde seyretmiş, bu da ekonomide istihdamda halen ciddi yapısal sorunların olduğunu göstermektedir.

Genç işsizlik oranı ise yaklaşık yüzde 15 civarındadır. Bu yüksek oran, genç nüfusun istihdamdan yeterince yararlanamadığını ve işgücü piyasasında kalifiye iş gücü açığının devam ettiğini ortaya koymaktadır. Geniş tabanlı işsizlik ve genç işsizlik rakamları, ekonomik büyümenin sınırlı kalmasının ve yapısal reformların aciliyetini göstermektedir.

Son 6 Ay İçin Ekonomik Tavsiyeler
Son 6 Ay İçin Ekonomik Tavsiyeler

2025 İkinci Yarısına Yönelik Beklentiler ve Riskler

Enflasyon ve Para Politikası Hedefleri

İkinci yarı için enflasyon beklentileri, Merkez Bankası ve piyasa katılımcıları arasında farklılıklar içermektedir. Haziran 2025 Piyasa Katılımcıları Anketi’ne göre yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 29,9 seviyesine düşmüştür. Merkez Bankası’nın resmi tahmini ise yüzde 24 civarındadır. Ancak piyasa genelinde enflasyonun yüzde 27-30 bandında seyredeceği öngörülmektedir.

Enflasyonun bu seviyelerde kalması, fiyat istikrarını sağlayacak önemli bir gelişme olmasına rağmen, fiyatların kalıcı bir şekilde düşmesi ve enflasyonun tek haneli seviyelere inmesi için daha fazla politik adımın ve yapısal reformların gerekliliği açıktır. Enflasyon beklentilerinin düşürülmesi, özellikle faiz politikalarının sürdürülebilirliği açısından kritik öneme sahiptir.

Büyüme ve Yatırım Ortamı

IMF ve OECD’nin 2025 yılı büyüme projeksiyonlarına göre, Türkiye ekonomisinin yıl sonunda yüzde 2,6-2,7 oranında büyümesi beklenmektedir. Bu büyüme, özellikle ihracat ve kamu yatırımlarının etkili olmasıyla desteklenecektir. Ancak yüksek faiz ortamı ve iç talepteki yavaşlama, büyüme üzerinde aşağı yönlü riskler taşımaktadır.

İç talebin toparlanması ve dış talebin güçlenmesi, ekonomik büyümenin sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, kamu yatırımlarının artırılması ve özel sektörün finansmana erişiminin kolaylaştırılması, büyüme performansını olumlu yönde etkileyebilir.

İşsizlik ve İşgücü Piyasası

Yıl sonunda işsizlik oranının yüzde 9,4 civarında seyretmesi beklenmektedir. Mevsimsel etkiler ve ekonomik büyümedeki yavaşlama, işgücü piyasasını olumsuz etkileyebilir. Genç nüfus ve kadınların istihdam oranlarında iyileşme sağlanması, sürdürülebilir büyüme ve sosyal dengeler açısından önemlidir.

Dış Ticaret ve Cari Denge

İlk yarıda ihracatta ılımlı artışlar yaşanmış ve ithalat talebi sınırlı kalmıştır. Cari açık ise, enerjideki fiyat dalgalanmaları ve küresel ticaretteki toparlanmayla birlikte, önemli ölçüde azalmış veya stabilize olmuştur. Ancak, enerji fiyatlarındaki yükseliş ve küresel ekonomik belirsizlikler, cari dengeyi etkileyebilir.

İkinci yarıda, enerji fiyatlarının seyri ve küresel ticaretin durumu, dış ticaret ve cari açık üzerinde belirleyici olacaktır.

Pozitif ve Negatif Gelişmeler

Pozitif Gelişmeler

  • Enflasyonda düşüş: Para politikalarının sıkılaştırılmasıyla enflasyonun yüzde 42,12’den yüzde 35,41’e gerilemesi, fiyat istikrarı açısından umut verici bir gelişmedir.
  • Büyüme performansı: İlk çeyrekte yüzde 2,0’lik büyüme, ekonominin dirençli olduğunu göstermektedir.
  • İşsizlikte azalma: Mart ayı itibarıyla işsizlik oranının yüzde 7,9’a gerilemesi, istihdam piyasasında iyileşmenin sinyalidir.
  • Cari dengede kısmi iyileşme: İhracat gelirlerindeki artış ve ithalat talebinin sınırlı kalması, dış dengede olumlu gelişmelere işaret etmektedir.

Negatif Gelişmeler

  • Yüksek enflasyon: Enflasyonun yüzde 35’in üzerinde seyretmesi, fiyat istikrarını tehdit etmektedir.
  • Zayıf iç talep ve tüketici güveni: Yüksek faiz ve gelir erimesi, iç talebi baskılamaktadır.
  • Yüksek atıl iş gücü oranı: Yüzde 28,5 seviyesinde kalması, yapısal sorunlara işaret etmektedir.
  • Sanayi ve tarımda daralma: Ekonomik çeşitliliğin azalması ve üretim kapasitesinin küçülmesi, sürdürülebilir büyüme açısından risk oluşturmaktadır.
  • İhracat fiyatlamasında kârsızlık: TL’nin değerlenmesi ve kur politikaları, dış ticaret dengesini olumsuz etkileyebilir.

İşletmelere Tavsiyeler: Kriz Zamanında Stratejik Adımlar

İkinci yarıda işletmelerin karşılaşacağı zorluklar ve fırsatlar göz önüne alındığında, doğru stratejilerle ayakta kalmak ve rekabet avantajı elde etmek mümkündür. İşte işletmelere yönelik temel tavsiyeler:

Maliyet Kontrolü ve Verimlilik Artışı

Yüksek faiz ve enflasyon ortamında işletmelerin maliyetlerini dikkatli yönetmesi hayati önem taşımaktadır. Enerji, hammadde ve lojistik maliyetlerini optimize etmek, tedarik zinciri yönetimini güçlendirmek ve gereksiz giderleri azaltmak, kârlılığı korumanın temel yollarıdır. Aynı zamanda, süreç otomasyonu ve dijital teknolojilerle verimlilik artırılabilir.

Nakit Akışı ve Likidite Yönetimi

Likidite yönetimi, kriz dönemlerinde hayatta kalmanın anahtarıdır. İşletmelerin nakit akış projeksiyonlarını güncellemesi, kısa vadeli borçlanmalarını dikkatli planlaması ve acil durum fonları oluşturmaları gerekir. Bu sayede, beklenmedik nakit sıkıntılarının önüne geçilebilir.

Esnek Fiyatlandırma ve Satış Stratejileri

Talepteki daralmaya karşı işletmeler, esnek fiyatlandırma modelleri geliştirmelidir. İndirimler, kampanyalar ve ödeme kolaylıkları gibi stratejiler, müşteri çekmek ve satışları artırmak açısından etkili olacaktır. Ayrıca, müşteri sadakat programları ve farklı segmentlere yönelik teklifler de değerlendirilmelidir.

Dış Pazarlar ve İhracat Stratejileri

Dış talepteki toparlanmadan yararlanmak isteyen işletmeler, yeni pazarlara yönelmeli ve ihracat kapasitelerini artırmalıdır. Alternatif dış pazarlar geliştirmek, yeni müşteri portföyleri oluşturmak ve uluslararası ticaret bağlantılarını güçlendirmek, büyüme fırsatlarını artıracaktır.

Dijitalleşme ve Teknoloji Yatırımları

Dijital altyapıya yatırım yapmak, işletmelerin rekabet gücünü artırır. E-ticaret kanallarını güçlendirmek, otomasyon sistemleri kurmak ve veri analizleriyle karar alma süreçlerini iyileştirmek, verimliliği ve karlılığı yükseltir.

Finansal Riskleri Yönetmek

Döviz kuru dalgalanmalarına karşı korunma stratejileri geliştirmek ve faiz riskini hedge etmek, finansal istikrarı sağlamak açısından önemlidir. Uygun vadeli finansman araçları kullanmak ve maliyet risklerini minimize etmek, işletmelerin sürdürülebilirliğini destekler.

Sonuç: 2025’in İkinci Yarısında Beklentiler ve Stratejik Yaklaşımlar

Türkiye ekonomisi, 2025 yılının ilk yarısında dengelenme ve istikrar sürecine girmiştir. Enflasyon kontrol altına alınmış, büyüme düşük de olsa pozitif seyretmiştir. Ancak, iç talep ve dış ticarette yaşanan zorluklar, önümüzdeki dönemde dikkat edilmesi gereken ana konulardır.

İkinci yarı için en kritik faktörler, para ve maliye politikalarının etkinliği, yapısal reformların hız kazanması ve iç ve dış siyasi risklerin stabil kalmasıdır. Bu şartlar sağlandığında, 2026 yılına daha güçlü ve istikrarlı bir makroekonomik ortamla girilmesi mümkün olacaktır.

  • Editörün Seçimi

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir