Şimşek’ten İslami Finans Zirvesi’nde Mesajlar

Şimşek’ten İslami Finans Zirvesi’nde Mesajlar

Şimşek’ten İslami Finans Zirvesi’nde Mesajlar

Türkiye’nin Ekonomik Direnci Londra’da Yankı Buldu: Bakan Şimşek’ten İslami Finans Zirvesi’nde Önemli Mesajlar

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Londra’da düzenlenen İslami Finans Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, Türkiye ekonomisinin son dönemde gösterdiği dayanıklılığı ve küresel ekonomik sistemdeki yerini güçlendirme hedeflerini vurguladı. Türkiye Katılım Bankaları Birliği ile Birleşik Krallık İhracatın Finansmanı Kuruluşu (UK Export Finance) tarafından organize edilen zirvenin açılışında konuşan Şimşek, Türkiye’nin ekonomik politikalarının küresel şoklara karşı direnç oluşturduğunu kanıtladığını ifade etti. Bakan, İslami finansın küresel potansiyelinden, Türkiye’nin ekonomik başarılarına ve Türkiye-İngiltere iş birliği fırsatlarına kadar geniş bir yelpazede değerlendirmelerde bulundu.

İslami Finansın Küresel Finans Sistemindeki Yeri

Bakan Şimşek, konuşmasının başında İslami finansın küresel finansal sistemdeki rolüne dikkat çekti. İslami finansın mevcut ekonomik sorunlara sürdürülebilir ve etik çözümler sunduğunu belirten Şimşek, bu sektörün küresel finansal varlıkların yalnızca %1’ini oluşturmasına rağmen büyük bir potansiyel taşıdığını vurguladı. Küresel İslami finans piyasasının 5,3 trilyon dolarlık bir büyüklüğe ulaştığını aktaran Bakan, Türkiye’de katılım bankalarının bankacılık sektörü varlıklarının %8’ini oluşturduğunu ifade etti. Türkiye’nin İslami Finansman Gelişmişlik Endeksi’nde 136 ülke arasında 10’uncu sırada yer aldığını, ancak hedeflerinin ilk 5 ülke arasında yer almak olduğunu belirtti.

Şimşek, İslami finansın geleneksel finans sistemlerine kıyasla daha dayanıklı olduğunu ve özellikle ekonomik kriz dönemlerinde istikrar ile likidite sağlama kapasitesinin yüksek olduğunu vurguladı. Bu özelliklerin, İslami finansı küresel ekonomik belirsizlikler karşısında cazip bir alternatif haline getirdiğini ifade etti. Türkiye’nin bu alanda attığı adımların, hem yerel hem de uluslararası düzeyde finansal istikrarı desteklediğini belirtti.

Küresel Ekonomideki Zorluklar ve Fırsatlar

Küresel ekonomik görünümü değerlendiren Şimşek, dünya ekonomisinin karşı karşıya olduğu zorluklara dikkat çekti. Jeopolitik riskler, yüksek borçluluk oranları, ticaret politikalarındaki engeller ve nüfusun yaşlanması gibi faktörlerin küresel büyümeyi yavaşlattığını ifade etti. Şimşek, “Küresel büyüme yavaşlıyor ve ağırlık Küresel Güney’e kayıyor. Dünya ekonomisinin bu yıl %2,2 ile %2,5 arasında büyümesi bekleniyor. Bu oranlar, 10-15 yıl öncesine göre oldukça düşük” dedi. Bu zorlu koşullarda, refah yaratma ve sürdürülebilir büyüme için yeni modellerin gerekliliğine vurgu yaptı. İslami finansın, etik ve sürdürülebilir ilkeleriyle bu bağlamda önemli bir rol oynayabileceğini belirtti.

Türkiye Ekonomisindeki Başarılar

Türkiye ekonomisinin son dönemde kaydettiği ilerlemeleri detaylı bir şekilde aktaran Şimşek, enflasyonun hızlı bir şekilde gerilediğini ve ülkenin dezenflasyon sürecinde olduğunu vurguladı. “Programımız kapsamında, enflasyonun 2027’de tek hanelere inmesini hedefliyoruz. Geçen yıl enflasyon %72 seviyesindeydi, şu anda ise %35’te” diyen Şimşek, bu düşüşün ekonomik politikaların başarısını gösterdiğini ifade etti. Cari açığın daralmaya devam ettiğini ve geçen yıl altın hariç cari fazla verildiğini belirten Bakan, bu durumun yıllardır süren dış dengesizliklerin ardından önemli bir dönüm noktası olduğunu vurguladı.

Şimşek, Şubat 2023’teki depremin Türkiye’nin mali pozisyonunda ciddi bir yük oluşturduğuna dikkat çekti, ancak ülkenin tarihsel olarak temkinli bir mali duruş sergilediğini ve borçluluk oranlarının düşük olduğunu belirtti. Geçen yıl borçluluk oranının yaklaşık %25 olduğunu ifade eden Şimşek, mali konsolidasyon çabalarının Merkez Bankası’nın dezenflasyon hedeflerini desteklediğini vurguladı. Ancak, bu yılki %3,1’lik bütçe açığı hedefinin gelir performansı nedeniyle tam olarak tutturulamayabileceğini, fakat bunun büyük bir sorun olmadığını belirtti. Şimşek, “Kırılganlıkları azalttık ve ekonomimizin dayanıklılığını artırdık. Son birkaç ayda gerçekten zorlu süreçlerden geçtik ve uyguladığımız programın Türkiye’yi şoklara karşı dirençli hale getirdiği kanıtlandı” diyerek ekonomik politikaların etkinliğini bir kez daha vurguladı.

Güçlenen Rezervler ve Düşen Risk Primi

Türkiye’nin döviz rezervlerindeki artışa dikkat çeken Şimşek, kur korumalı mevduatların Ağustos 2023’teki zirve seviyesine göre yaklaşık 130 milyar dolar gerilediğini belirtti. Net döviz rezervlerinin Haziran 2025 itibarıyla Mayıs 2023’e göre yaklaşık 89 milyar dolar arttığını ve şu anda daha yüksek seviyelerde olduğunu ifade etti. Uluslararası standartlara göre rezerv yeterliliğine ulaşıldığını vurgulayan Şimşek, risk priminin hala yüksek olduğunu ancak düşüş trendinde olduğunu aktardı. Bu gelişmelerin, Türkiye’nin ekonomik istikrarını güçlendirdiğini ve uluslararası yatırımcıların güvenini kazanma yolunda önemli bir adım olduğunu belirtti.

Yapısal Dönüşüm ve Teknolojik Atılımlar

Türkiye ekonomisinin yapısal dönüşüm sürecinde hız kazandığını ifade eden Şimşek, yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm ve sanayide dönüşüm alanlarında kritik adımlar atıldığını belirtti. Türkiye’nin Yapay Zeka Hazırlık Endeksi’nde gelişmekte olan ülkelerin ilerisinde olduğunu, ancak henüz gelişmiş ekonomiler arasında yer almadığını söyledi. Yapay zeka, fiber altyapısı ve veri merkezleri gibi yüksek teknoloji alanlarına odaklanıldığını vurgulayan Şimşek, Türkiye’nin genç, eğitimli ve kalifiye nüfusunun bu dönüşüm sürecinde önemli bir avantaj sağladığını ifade etti.

Türkiye-İngiltere İş Birliği Fırsatları

Konuşmasında Türkiye ve İngiltere arasındaki iş birliği potansiyeline de değinen Şimşek, iki ülkenin İslami finans ve diğer alanlarda birlikte çalışabileceği birçok fırsat olduğunu belirtti. Özellikle savaş sonrası yeniden yapılanma süreçlerinde, İngiliz mimarların ve Türk müteahhitlerin ortak projeler geliştirebileceğini ifade etti. “Ukrayna’da, Orta Doğu’da savaşların biteceğini umuyoruz ve burada yeniden yapılanma ihtiyacı olacak. Neden birlikte yapmayalım?” diyerek bu alanda büyük fırsatlar olduğunu vurguladı.

Türkiye’nin oyun ekosisteminde Londra’nın ardından ikinci sırada yer aldığını ve 850’den fazla aktif oyun girişimine ev sahipliği yaptığını belirten Şimşek, şimdiye kadar iki unicorn şirket çıkardıklarını ve 100 milyon doların üzerinde beş çıkış (exit) gerçekleştirdiklerini aktardı. Türkiye’nin teknoloji ve inovasyon alanında Batı’ya yeniden yöneldiğini ifade eden Şimşek, ABD, AB ve İngiltere ile yakın iş birliği yapmaya devam ettiklerini ve son on yılın jeopolitik durgunluğundan çıkıldığını belirtti.

Türkiye’nin Ekonomik Potansiyeli ve Gelecek Vizyonu

Şimşek, Türkiye’nin kişi başına düşen milli gelire oranla en önemli imalat sanayi merkezlerinden biri olduğunu vurguladı. Dünyada gelişmiş ekonomilerde büyüme yavaşlarken, Türkiye ve Hindistan gibi bazı gelişmekte olan ülkelerin yüksek büyüme performansı sergilediğini belirtti. Türkiye’nin eğitimli ve genç nüfusunun, ekonomik büyüme ve yenilikçilik açısından büyük bir potansiyel sunduğunu ifade etti.

Bakan Şimşek’in Londra’daki konuşması, Türkiye’nin ekonomik politikalarının küresel şoklara karşı direnç oluşturduğunu ve ülkenin uluslararası alanda daha etkin bir rol oynama hedefini ortaya koydu. İslami finans, teknoloji ve uluslararası iş birliği alanlarında atılan adımlar, Türkiye’nin küresel ekonomik sistemdeki yerini güçlendirme yolunda kararlılıkla ilerlediğini gösteriyor. Şimşek’in mesajları, Türkiye’nin ekonomik dayanıklılığını ve gelecek vizyonunu uluslararası kamuoyuna güçlü bir şekilde yansıttı.

  • Editörün Seçimi

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir