
Table of Contents
ABD Başkanı Donald Trump’a en yakın Avrupalı liderlerden olan, “Trump’a fısıldayan” siyasetçi diye de anılan İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin gümrük vergilerini durdurmak umuduyla yaptığı flaş Washington ziyareti karşılıklı hoşluklar ve iltifatlarla geçti.
Meloni’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Roma ziyaretini de erteleyerek 17 Nisan’da apar topar gittiği ABD’den kazançlı mı borçlu mu döndüğü konusunda ise görüş birliği mevcut değil.
Ancak Avrupa ile ABD arasındaki Atlantik üzerine gerilmiş ipte yürüyen bir ip cambazına benzetilen Meloni’nin bu sınavı “kazasız belası” atlatmasına bile bir kazanım gözüyle bakanlar var.
Meloni, Trump’ın ay başında açıkladığı ek gümrük vergileri kararından sonra Washington’ı ziyaret eden ilk Avrupalı lider oldu.
İtalya’yı da sert şekilde etkilemesi beklenen gümrük vergileri konusunda ulusal hükümetin manevra alanı kısıtlı. Bu yetki Avrupa Birliği’nin yürütme organı Avrupa Komisyonu’nda olsa da Meloni’nin Trump ile iyi ilişkilerini müzakere amacıyla kullanması umuluyordu.
Nitekim Trump daha önce Aralık’ta Paris’te görüştüğü Meloni’yi “çok enerjik” ve “elektrikli tel gibi” diye tanımlamış, “Çok iyi anlaştık” demişti.
Ardından Ocak ayında Florida’daki evinde kabul ettiği İtalyan lideri “Avrupa’yı kasıp kavuran fantastik bir kadın” diye övmüştü.
20 Ocak’taki yemin törenine katılan tek AB üyesi ülke lideri de Giorgia Meloni olmuştu.
Meloni’nin 17 Nisan’daki Washington ziyaretinden bir gün önce ABD’den Washington Post gazetesi “Avrupa, ticaret umutlarını Trump’a fısıldayan İtalyan Meloni’ye bağladı” başlıklı bir haber yayımladı ve “Donald Trump’ın sarayına ondan daha iyi bir elçi olabilecek Avrupalı lider pek yok. 48 yaşındaki Meloni, Benito Mussolini’den bu yana İtalya’nın en sağcı hükümetine başkanlık ediyor ve Trump’ın beğendiği kısıtlı liderler listesinde yer alıyor” diye yazdı.
Perşembe günü Beyaz Saray’daki görüşmede de Trump Meloni’ye “sıradışı bir başbakan” ve “gerçek dünya liderlerinden biri” gibi iltifatlar yağdırdı.
İtalya Başbakanı da görüşmeye, ABD liderini hoş tutacak konu başlıklarından oluşan bir listeyle gitmiş izlenimi verdi.
Ancak Meloni’nin Avrupa Birliği ülkeleri için karşılıklı gümrük vergisi iptalleri umudu şu aşamada gerçekleşmedi.
Trump Avrupa ile ticaret anlaşmasına varılacağından yüzde 100 emin olduğunu söylese de hemen ardından gümrük vergilerini “Bizi zengin ediyorlar” diye savundu.
Meloni ise ABD’den daha fazla gaz ithal etme, savunma harcamalarının artırılması, İtalyan şirketlerinin ABD’de yeni yatırımlar yapması gibi sözler verdi.
Duyarcılık ve göç karşıtlığı vurgusu
2022 yılındaki seçimlerle İtalya’nın 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk aşırı sağcı başbakanı olan Giorgia Meloni, siyasi çizgisi bakımından ABD Başkanı Trump için doğal bir müttefik olarak görülüyor.
İki lideri birleştiren hususlar arasında göç, kürtaj, LGBT hakları karşıtlığı, bağımsız yargıdan memnuniyetsizlik, basınla sorunlu bir ilişki gibi bir dizi kritik başlık sayılıyor.
Meloni de Perşembe günü Beyaz Saray’da Trump’ın yanında gazetecilere konuşurken bu ortak noktaları vurgulamaya özen gösterdi.
Ayrımcılık karşıtı sosyal adalet hareketleri için karşıtlarının kullandığı “duyarcı kültürü” karşıtı mesajlar verdi:
“İkimizin de ortak bir mücadele içinde olduğunu hatırlatmak istiyorum. Tarihimizi silmek isteyen duyarcı ideolojisine karşı mücadele.
“Yasadışı göçle mücadele, sentetik uyuşturucularla mücadele konusunda da birçok ortak noktamız olduğunu biliyorum.”
Meloni benzer mesajları geçen Şubat’ta Trump’ın da katıldığı ABD’deki Muhafazakar Siyasi Eylem Konferansı’nda (CPAC) da vermiş, “elit küreselcileri”, “iptal kültürü virüsünü” ve “duyarcı ideolojisini” hedef almış, “medeniyetimizin yok olmasına karşı” birlikte mücadelenin öneminden söz etmişti.
Batı milliyetçiliği projesi
İtalya Başbakanı geçen Perşembe günü de, Trump’ın “Amerika’yı yeniden yücely” sloganını ortak projeye dönüştürmek için “Birlikte Batı’yı yeniden yüceltme” önerisiyle geldi.
Bazılarının kendisini “Batı milliyetçisi” diye tanımladığını söyleyen Meloni, bundan ne kast ettiğini şöyle açıkladı:
“Batı derken coğrafi bir alandan bahsetmiyorum, bir medeniyetten bahsediyorum. Ve bu medeniyeti daha güçlü hale getirmek istiyorum…
“Benim için hedef Batı’yı yeniden yüceltmek ve bunu birlikte başarabileceğimizi düşünüyorum.”
Meloni’nin başlıklara çıkan bu “Batı milliyetçiliği” projesini analiz eden sol çizgideki Il Manifesto gazetesi “Batı milliyetçiliğinin klasik milliyetçilikten farklı olduğu doğru” dedi ve klasik milliyetçiliklerin iki dünya savaşının sebeplerinden olduğunu hatırlattı.
Gazete şöyle devam etti:
“Ama bu, (Batı milliyetçiliğinin) endişeye yol açmaması gereken, iyi huylu, uysal bir siyasi fikir olduğu anlamına gelmiyor.
“Batı medeniyetini ‘ötekilerin’ tehdidinden koruma ve onarma ihtiyacı, Amerikan İç Savaşı’ndan bu yana beyaz üstünlüğünün bir teması olmuştur.”
Meloni ve Trump’ın “Batı medeniyeti” ile neyi kastettikleri İtalya’da muhalefet tarafından da sorgulandı.
Merkez soldaki Demokratik Parti’den milletvekili Laura Boldrini, “Meloni ‘Batı’yı yeniden yüceltelim’ derken hangi Batı’dan bahsediyor?” dedi ve ekledi:
“Üniversiteleri sansürleyen, Trump’ı eleştirmeye cesaret edenlere vize vermeyen, LGBT+ bireylere karşı ayrımcılık yapan ve ABD’nin birçok eyaletinde olduğu gibi kürtajı yasadışı hale getirmek isteyen Batı mı?
“Göçmenleri zincire vurarak sınır dışı eden ve çocuklarını avlayan mı? Hangi medya organlarının kabul edilip hangilerinin edilmeyeceğine karar veren mi?”
Boldrini, bu “Batı” anlayışının “özgürlük, medeni ve toplumsal haklar, kapsayıcılık, dayanışma ve toplumun en savunmasız kesimlerinin korunmasına dayanan Batı” açısından endişe verici olduğunu söyledi.
‘Avrupa Birliği’ tabu terim mi?
Meloni “Batı medeniyetini” güçlendirmek için “Atlantik’in iki kıyısı arasında bazı sorunlar olsa bile, masaya oturup çözüm aranması” gerektiğini söyledi ve bunun için Trump’ı Roma’ya davet ettiğini, ABD Başkanı’nın da daveti kabul ettiğini açıkladı.
İki liderin ortak açıklamasında da “yakın gelecekte” planlanan bu ziyarette “ABD ile Avrupa arasında bir toplantı düzenlenmesi de düşünülüyor” denildi.
İtalya basınına göre AB ile ABD arasındaki gümrük vergisi krizini çözme amaçlı toplantının, Temmuz ayında Trump’ın 90 günlük “molası” dolmadan önce, muhtemelen Mayıs ayı içinde organize edilmesi amaçlanıyor.
Öte yandan Meloni’nin Trump’la görüşmesinin başlıca amacı Avrupa Birliği’ne yönelik gümrük vergilerinden vazgeçirmek olsa da iki lider görüşme sonrası yaptıkları konuşmalarda da ortak bildirilerinde de “AB” ifadesini kullanmadı, bunun yerine “Avrupa” ya da “Avrupa’nın tamamı” denildi.
Trump, daha önce argo bir ifade kullanarak AB’nin ABD’yi “mahvetmek” için kurulduğunu söylemişti. Bazı analistler, ABD Başkanı’nın AB’ye yaklaşımının “böl ve yönet” şeklinde olduğunu söylüyor. Trump’ın, AB’nin gümrük vergileriyle ilgili kararları alabilecek organı Avrupa Komisyonu’nun Başkanı Ursula von der Leyen yerine üye ülke liderleriyle görüşmeyi seçmesi de bunun kanıtlarından biri olarak gösteriliyor.
İktidara gelmeden önce AB karşıtı mesajlar veren Giorgia Meloni ise, başbakanlık koltuğuna oturmasının ardından tonunu yumuşattı, dış politikada İtalya’nın geleneksel çizgisinden uzaklaşmamayı seçti.
İtalya’nın AB ile gerilimden kaçınmasında, pandemi sonrası fonlardan en büyük payı alan ülkelerden biri olması da etkili görülüyor.
Ayrıca Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’ın Meloni hükümetinin tartışmalı göç politikalarına destek vermesi de bu yakınlaşmayı mümkün kıldı.
Bu ay AB ülkeleri Trump’ın gümrük vergilerine karşılık verme oylaması yaptığında, yalnızca Macaristan bu karara karşı çıktı, İtalya diğer 25 ülkeyle birlikte oy kullandı.
Öte yandan ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance’in AB’yi yerden yere vuran ve Avrupa başkentlerinde ciddi endişe yaratan Şubat’taki Münih konuşmasına Meloni destek çıktı.
Başbakan Meloni şimdi hem Washington hem de Brüksel ile ilişkilerini raydan çıkarmamaya, üstüne iki taraf arasında arabuluculuk yapmaya çalışıyor gibi görünüyor.
Meloni’nin “güçlü Batı” mesajları da, hem AB’ye hem de ABD’ye ihtiyaç duyan bir İtalya için ikisinden birini seçmenin zorluğunu yansıtıyor.
Roma’daki Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nden (IAI) transatlantik ilişkiler uzmanı Riccardo Alcaro, “Meloni’yi Washington’a ani ziyaretinde bekleyen görev klasik bir denge oyunu. Meloni’nin aynı anda hem İtalya’nın ticari çıkarlarını savunması, hem İtalya’nın ABD’ye yakınlığını vurgulaması, hem de AB içinde bir iç kırılma yaratmaktan kaçınması gerek. Bunlar ulaşılması zor hedefler” dedi.
Alcaro, IAI dergisindeki analizinde, Meloni’nin bu rolüne “imkansız görev” (mission impossible) benzetmesi yaptı.
Ziyaret sonrası yapılan analizlerden birinde Il Post haber sitesi de şöyle dedi:
“Meloni’nin Trump’tan çok sayıda iltifat dışında ne aldığı belirsiz. Ancak Başbakan’ın en büyük kazanımı görüşmeyi kazasız atlatmak oldu.”
KAYNAK: BBC TÜRKÇE