
İçindekiler
Fitch 2024 Türkiye Ekonomisini Değerlendirdi
Türkiye ekonomisi ve bankacılık sektörü, küresel ve yerel dinamiklerin etkisi altında sürekli değişim gösteriyor. Bu gelişmeler arasında, faiz oranlarındaki dalgalanmalar, enflasyon, iç piyasa volatilitesi ve dış finansman erişimi önemli rol oynuyor. Bu ortamda, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings’in Bankalar Direktörü Ahmet Emre Kılınç’ın yaptığı son açıklamalar, sektörün mevcut durumunu ve önümüzdeki döneme ilişkin beklentileri anlamak açısından büyük önem taşıyor.
Faiz Oranları ve Net Faiz Marjları Üzerindeki Beklentiler
Kılınç, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) politika faizinde yaşanan gelişmelere dikkat çekerek, yıl sonunda politika faizinin %33 seviyesine gerilemesini öngördü. Bu, faiz oranlarının yüksek seviyeden daha düşük bir noktaya inmesi anlamına geliyor. Bu durum, bankaların net faiz marjlarını olumlu yönde etkileyebilir; çünkü faizlerin düşmesiyle birlikte, bankaların ödediği fonlama maliyetleri azalırken, kredi faizleri sabit kalırsa veya az da olsa artarsa, kar marjları iyileşebilir.
Ancak, Kılınç, bu beklentinin yılın başındaki öngörülerden daha az bir iyileşme gösterebileceğine işaret etti. İç piyasada yaşanan volatilitenin ve finansal oynaklığın, faiz oranlarının düşüş hızını ve bankaların faiz marjlarını etkilediğini belirtti. Özellikle global gelişmeler, jeopolitik riskler ve piyasa dalgalanmaları, faizlerin ve bankaların kâr marjlarının seyri üzerinde belirleyici olmaya devam ediyor.
İç Piyasa ve Aktif Kalitesi
Kılınç, özellikle yılın ikinci yarısında bankaların aktif kalitesini yakından izlemeye devam edeceklerini vurguladı. Aktif kalitenin, bankaların kredi portföyündeki riskler ve karşılıklar açısından kritik olduğunu belirten Kılınç, şu yorumda bulundu:
“Şu anda aktif kalitesindeki risklerin bankalar için yönetilebilir olduğunu düşünüyoruz.”
Bu, bankaların karşılaşabileceği olası kredi risklerinin kontrol altında tutulduğuna işaret ediyor. Ayrıca, sektörün faaliyet ortamının pozitif olduğunu ve bankaların kârlılıklarının bu yıl daha iyi olabileceğini öngördü. Ancak, piyasalardaki oynaklığın, özellikle Türkiye’nin 5 yıllık CDS primlerini 300 baz puan seviyelerine yükselten hareketlerin, bankaların performansını olumsuz etkileyebileceğine dikkat çekti.
Dış Finansman ve Yurt Dışı Kaynaklar
Türk bankalarının yüksek miktarda kısa vadeli dış borç yükü taşıdığına işaret eden Kılınç, bu durumun refinansman riskini arttırdığını ancak bunun yeni bir risk olmadığını vurguladı. Piyasalara erişimin devam ettiğine değinen Kılınç, özellikle bankaların Eurobond ve sermaye benzeri kredi ihraçlarının sürdüğünü belirtti:
“Geçen yıl bu erişim güçlüydü. Birçok banka hem Eurobond hem sermaye benzeri kredi ihraçları gerçekleştirdi. Marttan bu yana baktığımızda, sendikasyon kredileri yüzde 100’ün üzerinde yenilendi.”
Bu, bankaların uluslararası finansmana erişiminin devam ettiğini gösteriyor. Ancak, uzun vadeli tahvil ihraçlarında bir yavaşlama yaşanmakta; bunun temel nedeni ise, maliyetlerin ve faiz oranlarının seyri. Bankalar, uygun ortamın oluşmasını bekliyor.
Küresel Gelişmelerin Türk Bankacılık Sektörüne Etkisi
Kılınç, ABD’deki faiz politikaları, jeopolitik riskler ve uluslararası tarifelerin, doğrudan olmasa da, Türk bankalarının görünümünü dolaylı yoldan etkileyebileceğine dikkat çekti. Özellikle, ABD faiz oranlarındaki değişiklikler ve küresel piyasalardaki oynaklık, Türkiye’nin risk primlerini ve finansal istikrarını etkileyebilir.
Ancak, tariffelerin Türk bankacılık sektörüne etkisinin sınırlı olabileceğine vurgu yaptı. Yani, dış ticaret ve finansal ilişkiler açısından bu etkiler, diğer faktörlere kıyasla görece daha az belirleyici olabilir.
Sonuç ve Genel Değerlendirme
Kılınç’ın açıklamaları, Türkiye bankacılık sektörünün 2023 yılındaki görünümüne ilişkin dengeli ve temkinli bir değerlendirme sunuyor. Faiz oranlarındaki düşüş ve net faiz marjlarının iyileşme potansiyeli, sektörün kârlılığı açısından umut vaat ediyor. Ancak, piyasa oynaklığı, küresel gelişmeler ve iç ekonomik volatilite, riskleri de beraberinde getiriyor.
Bankaların aktif kaliteleri ve dış finansman erişimleri ise, halen yönetilebilir seviyede olsa da, gelişmeler yakından takip edilmelidir. Kılınç’ın da belirttiği gibi, sektör genel olarak pozitif bir görünüm sergiliyor; ancak, küresel ve yerel risklerin etkisi devam edecek.
Sonuç olarak
Fitch Ratings’in bankalar direktörü Ahmet Emre Kılınç’ın açıklamaları, Türkiye bankacılık sektörünün güçlü yönleri kadar, karşılaşabileceği riskler ve zorluklara da dikkat çekiyor. Faiz politikaları, dış finansman erişimi ve aktif kalitenin yakından izlenmesi, sektörün sağlıklı bir şekilde büyümesi ve gelişmesi açısından kritik önemde olacak. Ekonomik ve finansal gelişmelerle beraber, sektörün dinamiklerini anlamak ve riskleri yönetmek, hem bankalar hem de yatırımcılar için büyük önem taşıyor.