
Table of Contents
TEPAV: Faiz İndirimlerinin Zamanlaması Enflasyon Tahminleriyle Uyumlu Olmalı
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 23 Ocak 2025 tarihinde yılın ilk faiz kararını açıklamaya hazırlanıyor. Bu süreçte, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), faiz indirimi kararlarının zamanlamasının enflasyon tahminleriyle uyumlu olması gerektiğine dair kritik bir uyarıda bulundu. TEPAV, yalnızca para politikası değil, maliye politikalarının da destekleyici bir rol üstlenmesi gerektiğini ve yapısal reformların sürdürülmesinin önemini vurguladı.
Faiz İndirimi Beklentisi
23 Ocak Perşembe günü açıklanacak faiz kararına ilişkin tahminler, Para Politikasi Kurulu’ndan 250 baz puanlık bir faiz indirimi geleceği yönünde. Ancak, TEPAV tarafından yapılan açıklamada, faiz indirimi kararlarının zamanlamasının enflasyon tahminleri ve ekonomik göstergelerle uyumlu olması gerektiği ifade edildi. Özellikle, enflasyonla mücadelede yanlış bir zamanlamanın ekonomik dengelere zarar verebileceğine dikkat çekildi. Bu nedenle, faiz indirimi gibi kritik kararların ardındaki ekonomik gerekçelerin şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılmasının, piyasalarda güven ortamı oluşturulması açısından büyük önem taşıdığı vurgulandı. Ayrıca, bu kararların kısa vadeli etkilerinin uzun vadeli ekonomik hedeflerle dengeli bir şekilde ele alınması gerektiği belirtildi.

Ekonomik Değerlendirmeler
TEPAV’ın değerlendirmelerinde, 2024 yılı için büyüme hedeflerinin gerçekçi bir zeminde ele alınması gerektiği ve yalnızca kısa vadeli çözümlere odaklanmak yerine uzun vadeli ekonomik dengeleri güçlendirecek bir reform sürecinin başlatılmasının elzem olduğu belirtildi. TEPAV Para Politikası Çalışma Grubu’nun toplantısına katılan sekiz uzmandan altısı, politika faizinin sabit tutulması gerektiğini savunurken, iki uzman ise 250 baz puanlık bir indirimi destekledi. Grubun genel görüşü, enflasyon verilerinin tahminlerle uyumlu olduğu bir ortamda daha büyük faiz indirimlerinin daha sağlıklı olacağı yönünde şekillendi.
Ayrıca, faiz indirimi kararlarının ertelenme nedenlerinin topluma ikna edici bir şekilde açıklanması gerektiği ifade edilerek, bu iletişim stratejisinin bekleyişlerin bozulmasını önlemek açısından hayati bir rol oynadığı vurgulandı. Bu bağlamda, toplumun farklı kesimlerinin ekonomik süreçlere dair daha geniş bir anlayış kazanmasını sağlamak için kapsamlı bilgilendirme kampanyalarının düzenlenmesinin önemine dikkat çekildi. Ayrıca, iletişim sürecinde kullanılan mesajların açık, anlaşılır ve gerçekçi olması gerektiği, böylelikle kamuoyunun karar alma süreçlerine duyduğu güvenin pekiştirilebileceği belirtildi.
TEPAV’ın Uyarıları ve Önerileri
1. Enflasyonla Mücadele Devam Etmeli
Türkiye’nin enflasyon oranının G20 ülkeleri arasında yüksek bir seviyede seyretmeye devam ettiği belirtilen TEPAV notunda, enflasyonla mücadelenin hâlâ önemli bir sorun olduğu vurgulandı. Yüksek bütçe açığı, kredi piyasasındaki kısıtlamalar ve kamu tarafından belirlenen fiyat artışlarının bu süreci olumsuz etkileyebileceğine dikkat çekildi. Fiyat istikrarını sağlama yönünde atılacak adımların süreklilik arz etmesi gerektiği ifade edildi.
2. Yapısal Reformların Önemi
TEPAV, yalnızca para politikası araçlarının değil, maliye politikalarının da enflasyonla mücadelede etkin bir rol oynaması gerektiğini belirtti. Vergi reformu, kamu harcamalarının verimli yönetimi, eğitim ve hukuk sisteminin güçlendirilmesi gibi adımların ekonomik istikrar için hayati önem taşıdığı vurgulandı. Ayrıca, TCMB, TÜİK ve BDDK gibi kurumların bağımsızlıklarının artırılmasının ekonomiye güveni artırıcı bir adım olacağı ifade edildi.
3. Merkez Bankası İletişim Stratejisi
Faiz politikası değişimlerinin yalnızca teknik bir karar olmadığına dikkat çeken TEPAV, bu kararların ekonomik aktörlerin güveni ve beklentileri üzerinde doğrudan etkili olduğunu belirtti. Bu bağlamda, TCMB’nin iletişim stratejisinin hem yurt içi hem de uluslararası ekonomik aktörlerin güvenini artırmaya yönelik olması gerektiği vurgulandı. Faiz indirimlerinin toplumun farklı kesimlerine iyi anlatılması, ekonomik etkilerinin tüm yönleriyle kamuoyuyla paylaşılması ve bu süreçte şeffaf bir iletişim dilinin benimsenmesi gerektiği belirtildi. Ayrıca, bu stratejinin hem kısa vadeli piyasa tepkilerini hem de uzun vadeli ekonomik hedefleri destekleyecek şekilde tasarlanmasının önemine dikkat çekildi.
Sonuç
TEPAV’ın değerlendirmeleri, Türkiye’nin ekonomik yönetiminde kısa vadeli politikalar yerine uzun vadeli ve yapısal çözümlere ihtiyaç duyulduğunu ortaya koyuyor. Faiz indirimlerinin zamanlaması ve iletişimin doğru bir şekilde yürütülmesi, yalnızca enflasyonla mücadele açısından değil, ekonomik istikrar ve büyüme hedefleri açısından da kritik bir rol oynuyor. Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir bir zemine oturtulması için yapısal reformların ivedilikle hayata geçirilmesi gerektiği bir kez daha gözler önüne seriliyor.