Dış Ticaret Haddi Son 4 Yılın Zirvesine Çıktı

Küresel ticaret, Donald Trump’ın ABD başkanlığına geri dönmesiyle birlikte yeniden şekilleniyor. Artan gümrük tarifeleri ve korumacı politikalar, uluslararası ticarette belirleyici bir rol oynamaya başladı. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD), geçtiğimiz hafta yayımladığı Küresel Ticaret Güncellemesi raporunda, ticaretin 2024 boyunca güçlü kalmayı başardığını ancak 2025’e dair belirsizliklerin devam ettiğini vurguladı. Rapora göre, korumacılık eğilimleri ve değişen ticaret stratejileri, küresel ticarette ciddi aksamalara yol açabilir. Bu durum, Türkiye gibi dış ticarete dayalı ekonomiler için hem fırsatlar hem de riskler barındırıyor.

Korumacılık: Küresel Bir Trend

Korumacı politikalar, küresel ticarette yeni bir olgu değil. Statista’nın Ocak 2025 verilerine göre, 2009’dan bu yana ABD, küresel ticaret serbestleşmesine zarar verdiği düşünülen 11 binden fazla ticaret politikası önlemi uyguladı. Çin, 8 bin 100 politikayla ikinci sırada yer alırken, Brezilya 7 bin 700 önlemle üçüncü oldu. Bu veriler, büyük ekonomilerin iç piyasalarını koruma ve dış rekabeti sınırlama çabalarının hız kesmediğini gösteriyor. Ancak bu trend, küresel tedarik zincirlerini ve ticaret hacimlerini olumsuz etkileyerek, özellikle gelişmekte olan ülkeler için yeni zorluklar yaratıyor.

Türkiye’nin Dış Ticaret Hadleri: Toparlanma Sinyalleri

Türkiye’nin dış ticaret görünümü, küresel zorluklara rağmen son dönemde toparlanma işaretleri veriyor. Dış ticaret haddi, bir ülkenin ihracat ve ithalat değerlerinin kıyaslanmasıyla hesaplanan ve dış ticarette kazançlı ya da zararlı olma durumunu gösteren önemli bir göstergedir. Türkiye’de bu oran, uzun yıllar 90’lı seviyelerde seyrettikten sonra 2015, 2016 ve 2020’de 100’ün üzerine çıkarak kazançlı bir döneme işaret etmişti. Ancak 2021’den itibaren değişen küresel koşullar, özellikle 2022’de dış ticaret haddinin 70’li seviyelere gerilemesine neden oldu. Neyse ki, son aylarda bir toparlanma gözleniyor. Ocak 2025’te 87,9’a ulaşan dış ticaret haddi, Ocak 2021’den bu yana en yüksek seviyesine çıktı. Yine de 100’ün altında kalan bu değer, Türkiye’nin dış ticarette hala zarar eden tarafta olduğunu gösteriyor.

Sektörel Ayrışma: Kazananlar ve Kaybedenler

Türkiye’nin genel dış ticaret haddi 100’ün altında kalsa da, sektörel bazda dikkat çekici bir ayrışma var. Ocak 2025 verilerine göre bazı sektörler kazançlı konumda:

  • Makineler ve taşıt araçları: 120,7
  • İçki ve tütün: 108
  • İmalat (gıda, içecek, tütün hariç): 103,3
  • Hayvansal ve bitkisel yağlar: 102,1
  • Kimya ve ilgili sanayi: 100,6

Bu sektörler, dış ticarette 100’ün üzerindeki değerleriyle Türkiye’nin kazanç sağladığı alanlar olarak öne çıkıyor. Özellikle makineler ve taşıt araçları sektörü, 120,7 ile en güçlü performansı sergiliyor. Buna karşılık, bazı sektörler zarar etmeye devam ediyor:

  • Çeşitli mamül eşya: 75,1
  • Yakıtlar: 80
  • Akaryakıt hariç yenilmeyen hammaddeler: 86,7
  • Canlı hayvanlar ve gıda maddeleri: 86,9

Bu veriler, Türkiye’nin dış ticaret yapısında sektörel dengesizliklerin devam ettiğini ve bazı sektörlerin küresel rekabette zorlandığını ortaya koyuyor.

İthalat Miktarındaki Artış: Ucuz İthalatın Cazibesi

Ocak 2025 itibarıyla son bir yıllık döneme baktığımızda, Türkiye’nin dış ticaret dinamiklerinde ilginç gelişmeler dikkat çekiyor. İhracat birim değer endeksi değişmezken, ithalat birim değer endeksi %1,1 azaldı. Bu, ithal ürünlerin görece ucuzladığını gösteriyor. Aynı dönemde ihracat miktar endeksi %5,8 artarken, ithalat miktar endeksi %10,8’lik bir sıçrama yaptı. İthalat miktarındaki bu güçlü artış, ucuzlayan ithalatın cazip hale geldiğine işaret ediyor. Özellikle gıda, içecek ve tütün grubunda ithalat miktar endeksi %21’lik bir artış kaydederek, bu sektördeki dışa bağımlılığın büyüdüğünü ortaya koydu.

Fırsatlar ve Riskler Dengesi

Küresel ticarette korumacılık rüzgarlarının estiği bu dönemde, Türkiye’nin dış ticaret haddindeki toparlanma umut verici bir sinyal. Ancak 87,9’luk genel seviye, hala tam anlamıyla kazançlı bir pozisyona ulaşılamadığını gösteriyor. Sektörel bazda makineler, kimya ve imalat gibi alanlarda yakalanan başarı, Türkiye’nin rekabet gücünü artırma potansiyeline sahip olduğunu kanıtlıyor. Öte yandan, gıda ve hammadde gibi sektörlerdeki zarar, ithalata bağımlılığı ve yapısal sorunları gözler önüne seriyor.

Donald Trump’ın gümrük tarifeleri ve UNCTAD’ın belirsizlik uyarıları, 2025’te küresel ticaretin daha da karmaşık bir hale gelebileceğini gösteriyor. Türkiye’nin bu ortamda avantaj sağlayabilmesi için ihracata dayalı büyüme stratejilerini güçlendirmesi, ithalat bağımlılığını azaltması ve sektörel dengesizlikleri gidermesi kritik önem taşıyor. Dış ticaret haddindeki toparlanma, doğru politikalarla desteklenirse, Türkiye’yi küresel ticarette daha kazançlı bir konuma taşıyabilir. Ancak bunun için hem iç hem de dış dinamiklerin dikkatle izlenmesi gerekiyor.

  • Related Posts

    One thought on “Dış Ticaret Haddi Son 4 Yılın Zirvesine Çıktı

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir