Kentsel Dönüşüm Fırsatı: Devlet Destekli Ev Yenileme Rehberi

Kentsel Dönüşüm Fırsatı: Devlet Destekli Ev Yenileme Rehberi

Türkiye’de yaşanan son depremler sonucunda kentsel dönüşüm artık bir lüks değil, hayati bir zorunluluk haline geldi. Son istatistiklere göre, ülkemizdeki konutların yaklaşık %40’ı depreme karşı dayanıksız durumda.

Bu nedenle devlet, özellikle dar gelirli vatandaşlar için çeşitli destekler sunarak kentsel dönüşüm sürecini hızlandırmayı hedefliyor. Ancak birçok kişi bu desteklerin kapsamını, başvuru koşullarını ve sunulan finansal olanakları tam olarak bilmiyor.

Bununla birlikte, doğru bilgilere sahip olmak, bu süreçte sizin için büyük avantaj sağlayabilir. Hibe destekleri, uygun faizli krediler ve kira yardımları sayesinde, maddi durumunuz ne olursa olsun güvenli bir evde yaşama fırsatına sahip olabilirsiniz.

Bu rehberde, 2025 yılı için güncellenmiş kentsel dönüşüm programının tüm detaylarını, başvuru sürecini ve sağlanan destekleri adım adım inceleyeceğiz. Ayrıca, riskli yapı tespitinden yeni evinizi teslim almanıza kadar geçen süreçte bilmeniz gereken tüm bilgilere ulaşacaksınız.

Devlet Destekli Kentsel Dönüşüm Nedir?

Devlet destekli kentsel dönüşüm, imar planlarında ada veya site bazlı yapılaşma olan alanlarda gerçekleşen kapsamlı bir yenileme sürecidir. Bu sistem, özellikle piyasa koşullarında dönüşemeyen, müteahhitlerin teklif sunmadığı veya zemin ve yapı açısından risk taşıyan bölgelerde uygulanır.

Kentsel dönüşüm projelerinde devlet, Kentsel Dönüşüm Başkanlığı-TOKİ, Kentsel Dönüşüm Başkanlığı-Emlak Konut GYO ve Kentsel Dönüşüm Başkanlığı-EPP işbirliğiyle süreci yönetir. Bu kurumlar, konutların yenilenmesinden teslim edilmesine kadar tüm aşamaları üstlenir. Böylece vatandaşlar, güvenilir müteahhit bulma endişesinden kurtulur.

Uzlaşma sağlandıktan sonra tahliyeler genellikle 60 gün içinde tamamlanır ve ardından yıkım ile yapım aşamasına geçilir. Yapım faaliyetleri, projenin kapsamına göre 18-36 ay arasında tamamlanır.

Dar gelirli vatandaşlar için neden önemlidir?

Devlet destekli kentsel dönüşüm, özellikle ekonomik açıdan dezavantajlı vatandaşlar için hayati önem taşır. Ödeme gücü bulunmayan dar gelirli veya yoksul vatandaşlara borçlandırma yapılmaz. Bunun yerine, “oturma hakkı” tanınır.

Bu süreç şöyle işler: Vatandaşın başka mülkü veya yoksulluk sınırını aşan geliri yoksa, hiçbir bedel talep edilmeden evi yenilenir. Yeni yapılan evde, kişinin eski evinin değeri oranında tapuda hisse sahibi olur. Örneğin, evin yıkılmadan önceki değeri 1 milyon TL, yeni değeri 5 milyon TL ise, ev sahibi tapuda 5’te 1 oranında hisse alır.

Önemli bir avantaj olarak, yeni evde eşlerin her ikisi de ömür boyu oturma hakkına sahiptir. Bununla birlikte, zaman içinde maddi durumu düzelen vatandaşlar, evin kalan hisselerini güncel değerle satın alma imkanına kavuşur. Ayrıca, eşlerin vefatı halinde bu alım hakkı mirasçılara geçer.

Bakanlık, alan bazlı dönüşümde en zor durumda olan ev sahiplerini öncelikli hale getirir. Örneğin, 200 konut yıkılıp yeniden 200 konut yapılacaksa ve bu alan müteahhitler için cazip değilse, kamu devreye girer. Ya da başvuran iki site arasında birinin zemin yapısı daha riskli ise, öncelik daha riskli olana verilir.

Depreme dayanıklı konutların önemi

Türkiye’nin deprem kuşağında yer alması, depreme dayanıklı konutların önemini artırır. Devlet destekli kentsel dönüşüm, eski ve riskli yapıların yerine depreme dayanıklı, modern konutlar inşa edilmesini sağlar.

Bina yerine alan/ada bazlı site benzeri büyük dönüşümlerde şu avantajlar sağlanır:

  • Vatandaş, müteahhit bulma stresi yaşamaz çünkü evleri kamu kurumları yapar
  • Kamu iştiraklerinin mali ve teknik gücü sayesinde geç teslim sorunu yaşanmaz
  • İnşaat kalitesinde devlet güvencesi sağlanır
  • Borçlanma ve geri ödeme sürecinde avantajlı koşullar sunulur
  • Sadece binalar değil, altyapı, sosyal alanlar (okul, kreş, park vb.) ve çevre düzenlemeleri de modernize edilir

Depreme dayanıklı konutlara geçiş, maddi kayıpların yanı sıra olası can kayıplarını da önler. Bu nedenle devlet, özellikle riskli yapılarda yaşayan vatandaşları kentsel dönüşüme teşvik eder ve bu süreci kolaylaştıracak çeşitli destekler sunar.

Kentsel dönüşüm kapsamında, hak sahiplerine konutlar için 875 bin TL, ticari birimler için ise 437 bin 500 TL hibe verilir. Bu hibe tutarı bina maliyetinden düşülür, kalan borç ise uygun ödeme koşullarıyla taksitlendirilir.

Ek olarak, hak sahipleri “tahliye desteği” veya “kira yardımı” seçeneklerinden birini de kullanabilir. Tahliye desteği tek seferde 125 bin TL olarak ödenirken, kira yardımı aylık 8 bin TL şeklinde uygulanır.

Sonuç olarak, devlet destekli kentsel dönüşüm, hem dar gelirli vatandaşlara güvenli konut sağlar hem de deprem riski taşıyan bölgelerde yaşayan tüm vatandaşlar için daha güvenli ve modern yaşam alanları oluşturur.

Oturma Hakkı ve Mülkiyet Paylaşımı

Kentsel dönüşüm kapsamında, ekonomik durumu yeterli olmayan vatandaşlara özel bir sistem sunuluyor. Bu sistem, dar gelirli vatandaşların depreme dayanıklı evlere kavuşmasını sağlarken, mülkiyet haklarını da koruyor. Peki bu süreç nasıl işliyor ve kimler bu haklardan yararlanabiliyor?

Ödeme gücü olmayanlara sunulan haklar

Kentsel dönüşüm sürecinde, dar gelirli vatandaşlar için önemli bir destek mekanizması bulunuyor. Ödeme gücü bulunmayan dar gelirli veya yoksul vatandaşlara borçlandırma yapılmıyor. Bunun yerine “oturma hakkı” tanınıyor. Bu uygulama, maddi durumu elverişli olmayan kişilerin de güvenli konutlara kavuşmasını sağlıyor.

Oturma hakkı sisteminde süreç şöyle ilerliyor: Vatandaşın başka mülkü veya yoksulluk sınırını aşan geliri yoksa, hiçbir bedel istenmeden evi yenileniyor. Böylece, ekonomik durumu ne olursa olsun, her vatandaş depreme dayanıklı bir konuta kavuşma fırsatını elde ediyor.

Bu hak kapsamında, yeni yapılan evde eşlerin her ikisi de ömür boyu oturma hakkına sahip oluyor. Böylece hem mevcut ev sahipleri korunuyor hem de güvenli yaşam alanları oluşturuluyor.

Yeni evde hisse oranı nasıl belirleniyor?

Oturma hakkı tanınan vatandaşlar, yeni yapılan evde belirli bir oranda hisse sahibi oluyor. Bu oran, eski evin değerinin yeni evin değerine oranlanması ile belirleniyor.

Örneğin:

  • Evin yıkılmadan önceki değeri 1 milyon TL
  • Yeniden yapılan evin değeri 5 milyon TL ise
  • Ev sahibi tapuda 5’te 1 (1/5) oranında hisse sahibi oluyor

Bu hesaplama yöntemi, vatandaşın mevcut mülkiyet hakkını korumasını sağlarken, yeni ve değeri daha yüksek bir konuta kavuşmasına olanak tanıyor. Böylece hem mülkiyet hakkı korunuyor hem de yaşam kalitesi artıyor.

Oturma hakkı sahibi vatandaşlar için bir diğer avantaj, zaman içinde maddi durumları düzelirse evin kalan hisselerini güncel değerle satın alma fırsatı sunulması. Bu sayede, ekonomik durumu iyileşen vatandaşlar, yaşadıkları evin tam sahibi olma imkanına kavuşabiliyorlar.

Mirasçılara geçiş süreci

Kentsel dönüşüm kapsamında tanınan haklar, sadece mevcut ev sahipleriyle sınırlı kalmıyor. Eşlerin vefatı halinde, oturma hakkı ve alım hakkı mirasçılara geçiyor. Bu durum, kentsel dönüşüm kapsamında sunulan hakların nesiller boyu devam etmesini sağlıyor.

Mirasçılar, miras bırakanların sahip olduğu hisseyi devralabildikleri gibi, kalan hisseleri satın alma hakkına da sahip oluyorlar. Böylece, aile mülkiyeti korunurken, gelecek nesillere de güvenli yaşam alanları sağlanmış oluyor.

Bu süreçte dikkat edilmesi gereken nokta, mirasçıların haklarını kullanabilmeleri için gereken yasal prosedürleri zamanında tamamlamaları gerektiğidir. Mirasçılar, veraset ilamı gibi gerekli belgeleri hazırlayarak haklarını güvence altına almalıdır.

Sonuç olarak, kentsel dönüşüm sürecinde oturma hakkı ve mülkiyet paylaşımı mekanizması, dar gelirli vatandaşlara önemli avantajlar sağlıyor. Bu sistem sayesinde, ekonomik durumu ne olursa olsun her vatandaş depreme dayanıklı konutlarda yaşama fırsatı buluyor, mülkiyet hakları korunuyor ve bu haklar gelecek nesillere aktarılabiliyor.

Kentsel Dönüşümde Kurumların Rolü

Kentsel dönüşüm projelerinde başarı, süreci yöneten kurumların koordinasyonuna bağlıdır. Bu kurumlar, dönüşüm sürecinin her aşamasında vatandaşlara destek sağlayarak güvenli konutlara kavuşmalarını mümkün kılar.

TOKİ, Emlak Konut ve EPP’nin görevleri

Kentsel dönüşüm sürecinde üç temel kurum ön plana çıkar. Yapım süreci Kentsel Dönüşüm Başkanlığı-TOKİ, Kentsel Dönüşüm Başkanlığı-Emlak Konut GYO ve Kentsel Dönüşüm Başkanlığı-EPP işbirliğinde yürütülür. Bu kurumlar arasındaki görev dağılımı şöyle gerçekleşir:

Kentsel Dönüşüm Başkanlığı: Sürecin genel koordinasyonunu sağlar, başvuruları değerlendirir ve projeleri önceliklendirir. Özellikle piyasa koşullarında dönüşemeyen, müteahhitlerin teklif sunmadığı veya zemin ve yapı açısından risk taşıyan bölgeleri tespit eder.

TOKİ (Toplu Konut İdaresi): Geniş çaplı konut projelerinin inşaatını üstlenir. Uygun maliyetli ve depreme dayanıklı konutların yapımında uzmanlaşmıştır.

Emlak Konut GYO: Gayrimenkul geliştirme ve yönetiminde uzmanlaşmış bu kurum, daha kapsamlı ve büyük ölçekli projelerde aktif rol alır.

EPP (Emlak Planlama Proje): Projelerin teknik planlaması ve mimari tasarımında önemli görevler üstlenir.

Bu kamu kurumlarının kentsel dönüşüm sürecindeki varlığı vatandaşlara önemli avantajlar sağlar:

  • Vatandaşlar güvenilir müteahhit bulma endişesi yaşamaz
  • Kamu iştiraklerinin mali ve teknik gücü sayesinde geç teslim sorunu yaşanmaz
  • İnşaat kalitesinde devlet güvencesi sağlanır
  • Sadece binalar değil, altyapı ve sosyal alanlar (okul, kreş, park vb.) da planlı şekilde yenilenir

Bakanlık, alan bazlı dönüşümde önceliği en zor durumdaki bölgelere verir. Örneğin, 200 konut yıkılıp yeniden 200 konut yapılacaksa ve bu alan özel sektör için kârlı değilse, kamu kurumları devreye girer. Aynı şekilde, başvuran iki site arasında birinin zemin yapısı daha riskli ise, öncelik daha riskli alana tanınır.

İnşaat ve teslim süreleri nasıl belirleniyor?

Kentsel dönüşüm projelerinde inşaat ve teslim süreleri, çeşitli faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösterir. Bu süreleri etkileyen temel faktörler şunlardır:

Uzlaşma süreci: Hak sahiplerinin tümünün anlaşmaya varması gerekir. Yüzde 100 uzlaşma sağlandıktan sonra proje ilerleyebilir.

Tahliye süresi: Uzlaşma sağlandıktan sonra, tahliyeler için 60 günlük bir süre tanınır. Bu süre içinde binalar boşaltılmalıdır.

Projenin kapsamı: Dönüşümün tek bir bina mı yoksa bir site veya ada bazında mı olduğu, süreyi etkiler. Kapsamlı projeler doğal olarak daha uzun sürer.

Zemin durumu: Bazı bölgelerde zemin özellikleri inşaat sürecini uzatabilir veya ek çalışmalar gerektirebilir.

Tüm bu faktörler göz önüne alındığında, yapım faaliyetleri genellikle 18-36 ay arasında tamamlanır. Bununla birlikte, her projenin kendine özgü özellikleri olduğunu unutmamak gerekir.

Kentsel dönüşüm sürecinde kamu kurumlarının varlığı, özellikle dar gelirli vatandaşlar için büyük önem taşır. Çünkü özel sektörün ilgi göstermediği alanlarda bile, devlet kurumları aracılığıyla güvenli ve modern konutlara kavuşma imkanı sağlanır.

Ayrıca, alan bazlı dönüşümlerde sadece binalar değil, çevre düzenlemeleri ve sosyal donatılar da yenilenir. Böylece vatandaşlar, depreme dayanıklı konutların yanında daha yaşanabilir mahallelere de kavuşurlar.

Özetle, TOKİ, Emlak Konut GYO ve EPP gibi kurumlar, kentsel dönüşüm sürecinin güvenilir ve etkili biçimde yürütülmesinde kilit rol oynar. Bu kurumların işbirliği sayesinde, özellikle piyasa koşullarında dönüşemeyen bölgelerde yaşayan vatandaşlar da güvenli konutlara kavuşma fırsatı bulur.

Başvuru Süreci ve Gerekli Şartlar

Kentsel dönüşümden yararlanmak isteyen vatandaşların izlemesi gereken belirli adımlar bulunuyor. Bu süreç, binanızın risk durumunun tespit edilmesinden başvurunun tamamlanmasına kadar uzanıyor. Peki bu aşamalar nasıl ilerliyor?

Riskli yapı tespiti nasıl yapılır?

Kentsel dönüşüm sürecinin ilk adımı, binanızın risk durumunun belirlenmesidir. Bu işlem, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı lisanslı kuruluşlar tarafından gerçekleştirilir. Riskli yapı tespiti için şu adımlar izlenir:

  1. Öncelikle binanızdan karot örneği alınır. Karot, binanın farklı noktalarından kesilen beton numuneleridir.
  2. Alınan örnekler, laboratuvar ortamında incelenerek binanın dayanıklılık durumu tespit edilir.
  3. Sonuçlar değerlendirilerek binanın deprem riski taşıyıp taşımadığı belirlenir.

Tekil bina dönüşümlerinde de alan bazlı dönüşümlerde de aynı risk tespit süreci uygulanır. Bu değerlendirme sonucunda, binanızın risk durumuna göre kentsel dönüşüm başvurusu yapabilirsiniz.

Yüzde 100 uzlaşma şartı nedir?

Kentsel dönüşüm projelerinde başarıya ulaşmak için “yüzde 100 uzlaşma” şartı bulunuyor. Bu şart, binadaki veya alandaki tüm hak sahiplerinin dönüşüm konusunda anlaşmaya varması gerektiğini ifade eder.

Bununla birlikte, dönüşüm kararının alınabilmesi için binadaki veya alandaki tüm maliklerin ortak karar vermesi şarttır. Herhangi bir malikin karşı çıkması durumunda, kentsel dönüşüm süreci başlatılamaz.

Uzlaşma sağlandıktan sonra, tahliyeler için 60 günlük bir süre tanınır. Bu süre içerisinde binalar boşaltılmalı ve yıkım için hazır hale getirilmelidir. Tahliyeler tamamlandıktan sonra, yıkım ve yapım aşamasına geçilir.

Başvuru nereye ve nasıl yapılır?

Kentsel dönüşüm başvuruları, risk tespit işlemi tamamlandıktan ve yüzde 100 uzlaşma sağlandıktan sonra yapılır. Başvuru süreci şu şekilde ilerler:

Hak sahipleri dönüşüm taleplerini iletmek için Kentsel Dönüşüm Başkanlığı Marmara Kentsel Dönüşüm Genel Müdürlüğü’ne başvurmalıdır. Başvuru esnasında aşağıdaki belgeler hazır bulundurulmalıdır:

  • Riskli yapı tespit raporu
  • Mülkiyet belgeleri
  • Hak sahiplerinin kimlik bilgileri
  • Yüzde 100 uzlaşma sağlandığına dair belge

Bakanlık, alan bazlı dönüşümde önceliği en zor durumdaki bölgelere vermektedir. Özellikle piyasa koşullarında dönüşemeyen, müteahhitlerin teklif sunmadığı veya zemin ve yapı açısından yüksek risk taşıyan alanlar öncelikli olarak değerlendirilir.

Örneğin, 200 konut yıkılıp yeniden 200 konut yapılacaksa ve bu alan müteahhitler için cazip değilse, kamu devreye girer. Ayrıca, başvuran iki site arasında birinin zemin yapısı daha riskli ise, öncelik daha riskli alana verilir.

Başvurunuz onaylandıktan sonra, uzlaşma ve tahliye süreçlerini takiben yapım aşamasına geçilir. Yapım faaliyetleri genellikle 18-36 ay arasında tamamlanır. Süreç tamamlandığında, depreme dayanıklı yeni konutunuza kavuşmuş olursunuz.

Kentsel dönüşüm, özellikle riskli yapılarda yaşayan vatandaşlar için hayati önem taşıyor. Bu nedenle, başvuru sürecini doğru şekilde tamamlamak ve gerekli şartları sağlamak, güvenli bir konuta kavuşmanın ilk adımıdır.

Hibe, Kredi ve Kira Desteği Detayları

Kentsel dönüşüm sürecinin en önemli ayaklarından biri de vatandaşlara sunulan maddi desteklerdir. Bu destekler, dönüşüm maliyetini azaltarak sürecin daha hızlı ve sorunsuz ilerlemesini sağlar. Devletin sunduğu finansal destekler sayesinde, pek çok vatandaş güvenli konutlara erişebilme imkanı buluyor.

Konut ve ticari birimler için hibe tutarları

Alan bazlı kentsel dönüşüm kapsamında, hak sahiplerine önemli miktarda hibe desteği sağlanıyor. Konut sahiplerine 875 bin TL hibe verilirken, ticari birimler için bu rakam 437 bin 500 TL olarak belirlenmiştir. Bu hibe miktarları, 2025 yılı için güncellenmiş rakamlardır.

Önemli bir avantaj olarak, hibe tutarı doğrudan bina maliyetinden düşülüyor. Böylece vatandaşlar, yeni konutlarına kavuşurken daha az borçlanma yapma imkanı elde ediyor. Bu uygulama, özellikle ekonomik açıdan zorlanan hak sahipleri için büyük kolaylık sağlıyor.

Ayrıca, dar gelirli vatandaşlar için sunulan “oturma hakkı” uygulaması da devam ediyor. Bununla birlikte, hibe desteği alan vatandaşlar, kalan tutarı ödemek için uygun koşullarda kredi imkanından yararlanabiliyor.

Geri ödeme planı ve faiz uygulaması

Kentsel dönüşüm sürecinde hibe tutarı dışında kalan borç, uzun vadeli uygun ödeme koşullarıyla taksitlendiriliyor. Hak sahiplerinin borçlanmaya yönelik geri ödemeleri, konutların teslim edilmesinden sonra başlıyor. Başka bir deyişle, vatandaşlar önce evlerine yerleşiyor, sonra taksitleri ödemeye başlıyor.

Geri ödeme planında şu avantajlar sunuluyor:

  • 120 aya kadar vade imkanı sunuluyor
  • Ödemenin başladığı ilk yıl faiz uygulanmıyor
  • Sonraki yıllarda yalnızca TÜFE oranının yarısı kadar güncelleme yapılıyor
  • Ödeme planları, projeye göre farklılık gösterebiliyor

Bu uygulamayla, yeni konut sahibi olan vatandaşlar, piyasa koşullarına göre çok daha avantajlı şartlarda borçlarını ödeyebiliyor. Özellikle ilk yıl hiç faiz uygulanmaması ve sonraki yıllarda da TÜFE’nin yarısı kadar güncelleme yapılması, ödeme sürecini oldukça kolaylaştırıyor.

Tahliye desteği ve kira yardımı seçenekleri

Kentsel dönüşüm sürecinde evlerini boşaltmak zorunda kalan hak sahiplerine iki farklı destek seçeneği sunuluyor. Vatandaşlar, bu iki seçenekten birini tercih edebiliyor:

  1. Tahliye desteği: Tek seferde 125 bin TL olarak ödeniyor.
  2. Kira yardımı: Aylık 8 bin TL şeklinde uygulanıyor.

Tahliye desteği, evini boşaltan vatandaşa bir defaya mahsus toplu ödeme yapılmasını sağlar. Bu sayede, vatandaş dilerse başka bir eve peşinat verebilir veya ihtiyaçlarını karşılayabilir.

Diğer yandan, kira yardımı seçeneğini tercih edenler, inşaat süresince düzenli olarak kira desteği alır. Bu süre, genellikle 18-36 ay arasında değişmektedir. Dolayısıyla, uzun vadeli düzenli gelir tercih edenler için kira yardımı daha avantajlı olabilir.

Hangi seçeneğin daha avantajlı olacağı, vatandaşın ihtiyaçlarına ve inşaatın tahmini süresine bağlıdır. Bununla birlikte, her iki seçenek de vatandaşların geçiş sürecini finansal açıdan desteklemeyi amaçlar.

Sonuç olarak, kentsel dönüşüm kapsamında sunulan hibe, kredi ve kira destekleri, vatandaşların ekonomik yükünü azaltarak güvenli konutlara kavuşmalarını kolaylaştırıyor. Bu destekler sayesinde, maddi durumu ne olursa olsun her vatandaş, depreme dayanıklı konutlarda yaşama imkanına kavuşabiliyor.

Sonuç

Sonuç

Kentsel dönüşüm, artık Türkiye’de yaşayanlar için sadece bir seçenek değil, hayati bir zorunluluk haline gelmiştir. Özellikle son yaşanan depremlerden sonra, güvenli konutlarda yaşamanın önemi daha da artmıştır. Devlet destekli kentsel dönüşüm programı sayesinde, maddi durumu ne olursa olsun her vatandaş depreme dayanıklı evlerde yaşama fırsatına kavuşabilmektedir.

Bu rehberde gördüğümüz gibi, 2025 yılı itibariyle sunulan destekler oldukça kapsamlıdır. Konutlar için 875 bin TL, ticari birimler için 437 bin 500 TL hibe desteği, dar gelirli vatandaşlar için oturma hakkı uygulaması, tahliye desteği veya kira yardımı seçenekleri bulunmaktadır. Ayrıca, geri ödeme planlarındaki avantajlı koşullar da dönüşüm sürecini herkes için erişilebilir kılmaktadır.

Bununla birlikte, kentsel dönüşüm süreci TOKİ, Emlak Konut GYO ve EPP gibi güvenilir kurumların işbirliğiyle yürütülmektedir. Böylece vatandaşlar, müteahhit bulma endişesi yaşamadan, devlet güvencesiyle yeni ve güvenli konutlara kavuşabilmektedir.

Sonuç olarak, depreme dayanıklı konutlar sadece maddi kayıpları değil, aynı zamanda olası can kayıplarını da önlemeyi amaçlamaktadır. Bu nedenle, özellikle riskli yapılarda yaşayan vatandaşların kentsel dönüşüm fırsatlarından yararlanması büyük önem taşımaktadır. Unutmayın ki, güvenli bir gelecek için attığınız her adım, sizin ve ailenizin yaşam kalitesini doğrudan etkileyecektir.

Kentsel dönüşüm başvurusu yapmayı düşünüyorsanız, öncelikle binanızın risk durumunu tespit ettirmeli ve gerekli belgelerle birlikte Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’na başvurmalısınız. Süreç içerisinde size sunulan finansal destekleri değerlendirerek, en uygun seçeneği tercih edebilirsiniz.

Şüphesiz, kentsel dönüşüm hem bireysel hem de toplumsal açıdan büyük önem taşımaktadır. Dolayısıyla, devletin sunduğu bu fırsatları değerlendirerek güvenli ve modern konutlara kavuşmak, herkesin hakkıdır. Siz de bu fırsatlardan yararlanarak, geleceğinizi güvence altına alabilirsiniz.

  • Editörün Seçimi

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir