
İçindekiler
63 Bin Kişi İşsiz Mi Kalacak?
Türkiye’nin önemli sanayi kollarından biri olan hazır giyim sektörü, son iki yıldır ciddi bir daralma ve kayıp yaşamakta. Üretim ve ihracat alanında yaşanan gerilemeler, sektörün küresel rekabet gücünü zayıflatmakta ve istihdam üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. Özellikle 2024 yılının ilk 5 ayında yaşanan düşüşler, sektörün geleceğine dair kaygıları daha da artırmıştır.
Bu yazıda, hazır giyim sektörünün güncel durumu, yaşanan sorunlar, nedenleri ve olası çözüm yolları detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Sektörün ekonomik, politik ve küresel etkilerle şekillenen mevcut dinamikleri, sektör temsilcileri ve uzmanların görüşleri ışığında analiz edilecek, geleceğe dair öngörüler paylaşılacaktır.
Sektördeki Kayıplar ve Güncel Durum
İhracat ve Üretimde Yaşanan Gerileme
Türkiye’nin hazır giyim sektöründeki üretim ve ihracat rakamları, son iki yıldır ciddi anlamda kayıplar yaşamaktadır. 2024 yılının ilk 5 ayında, önceki yıllara kıyasla yüzde 6.3’lük ihracat kaybı yaşanmış ve toplam ihracat 465 milyon dolar seviyesine gerilemiştir. Bu rakamlar, sektörün ne denli zor günler geçirdiğinin açık göstergesidir.
Özellikle 2023 yılında da yüzde 6.9’luk bir ihracat kaybı yaşanmıştı. Bu iki yılın toplamında, sektörün toplam ihracatında ciddi bir azalma söz konusudur. Bu durum, Türkiye’nin global hazır giyim pazarındaki konumunu olumsuz yönde etkilemekte, rekabet gücünü zayıflatmaktadır.
Avrupa Pazarı ve Talep Hareketleri
Türkiye’nin ana pazarı olan Avrupa bölgesinde, hazır giyim ithalatında yüzde 16’lık artış gözlemlenmiştir. Bu artış, küresel anlamda talebin yükseldiğine işaret etse de, Türkiye’nin ihracat performansı bu talep artışından yeterince pay alamamıştır. Bu da, sektörün pazar payını kaybettiğine ve rekabet güçlerini yitirdiğine dair ciddi endişeleri beraberinde getirmektedir.
Rekabetçi Eksiğe Düşüş ve Fiyat Avantajının Kaybı
Türkiye, dünya hazır giyim ihracatında Çin, Bangladeş ve Vietnam’dan sonra dördüncü sırada yer almakta olup, yaklaşık 17.9 milyar dolar ihracat yapmaktadır. Ancak, Kuzey Afrika ve Uzakdoğu ülkelerine kıyasla yüzde 60 daha pahalı kalması, siparişlerde ciddi kayıplara neden olmaktadır. Bu fiyat farkı, sektörün yeni müşteri ve pazarlar kazanmasını engellemektedir.
Sektör Temsilcilerinden Sert Eleştiriler ve Analizler
Toygar Noyan’ın Değerlendirmeleri
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Toygar Noyan, sektörün karşı karşıya olduğu krizleri sert sözlerle eleştirmekte ve mevcut ekonomi politikalarının sektörü adeta kan kaybetmeye ittiğini ifade etmektedir. Noyan’a göre, yüksek faiz oranları ve baskılanan kur politikaları, sektörün uluslararası rekabet gücünü sıfırlamış ve bu durum, hem istihdam kaybına hem de sanayisizlik tehlikesine yol açmıştır.
Ekonomik Politikaların Sektöre Etkisi
Noyan, “Mevcut ekonomi politikaları, yüksek faiz ve baskılanmış kur ile sektörün rekabetçiliğini olumsuz etkiliyor. Bu durum, zincirleme olarak hem ihracat kaybına hem de istihdamda ciddi azalmalara neden oluyor” diyerek, politikaların sektör üzerinde yıkıcı etkilerini vurgulamaktadır. Kendisi ayrıca, önlem alınmazsa, 2024 sonunda ihracatın 1 milyar dolar daha azalacağını ve toplamda yaklaşık 63 bin kişilik ek istihdam kaybı yaşanacağını öngörmektedir.
İstihdamdaki Kayıplar ve Sosyal Etkiler
Son 5 ayda, sektör genelinde 20 bin kişinin işten çıkarıldığı ve toplamda 145 bin kişilik istihdam kaybının yaşandığı bilgisi paylaşılmaktadır. Noyan, “Her 1 milyar dolar ihracat, yaklaşık 31 bin 500 kişilik istihdam yaratıyor. Ancak, yaşanan kayıplar, sektörde ciddi bir işsizlik sorununu gündeme getiriyor” diyerek, sektörün sosyal ve ekonomik boyutunu da ortaya koymaktadır.

Küresel Pazardaki Durum ve Türkiye’nin Payını Kaybetmesi
Pandemi Sonrası Toparlanma ve Karşılaştırmalar
Küresel hazır giyim pazarı, pandemi sonrası toparlanma belirtileri göstermekte. Avrupa’nın yüzde 16, Amerika’nın yüzde 10 oranında ithalatını artırması, dünya genelinde yeni bir büyüme trendinin başladığını gösteriyor. Ancak, Türkiye bu olumlu gelişmeden yeterince pay alamamış ve yüzde 6.1’lik ihracat küçülmesi ile ciddi bir pazar kaybı yaşamıştır.
Türkiye’nin Küresel Konumu ve Potansiyel
Türkiye, Çin, Bangladeş ve Vietnam’dan sonra 17.9 milyar dolar ihracat ile önemli bir oyuncu olmaya devam etmektedir. Ancak, jeopolitik riskler ve maliyet artışları, potansiyel avantajları azaltmaktadır. Tayvan’da yaşanabilecek olası jeopolitik krizlerin tedarik zincirinde kırılmalara yol açması, Türkiye için bir fırsat olabileceği öngörülmektedir. Fakat, mevcut yüksek maliyet yapısı, bu fırsatların değerlendirilmesini engellemektedir.
Kuzey Afrika ve Uzakdoğu Ülkeleri ile Rekabet
Kuzey Afrika ülkeleri, özellikle Mısır gibi ülkeler, göç ve güvenlik politikaları ile ekonomik yapılanmalarını güçlendirmekte ve Türkiye ile rekabet avantajlarını kullanmaktadır. Türkiye’nin bu noktada kaybettiği rekabet avantajı, sektörün sürdürülebilirliğini tehdit etmektedir.
Yüksek Faiz ve Ekonomik Politikaların Sektöre Yansıması
2023 ve 2024 Yıllarındaki Ekonomik Trendler
Noyan, “2023 yılında sektör yüzde 9 küçüldü, 2024’te ise bu oran yüzde 6.9’a ulaştı. Bu, yaklaşık 1.3 milyar dolarlık ihracat kaybına neden oldu” diyerek, ekonomik politikaların sektör üzerindeki olumsuz etkisini ortaya koymaktadır. Savaş bölgelerinden kaynaklanan kayıplar yüzde 46 civarında olsa da, geri kalan kayıplar doğrudan rekabetçilik kaybına bağlanmaktadır.
Faiz Oranlarının ve Kur Politikalarının Etkileri
Yüksek faiz oranları, sıcak para girişini cazip hale getirirken, üretim ve yatırımı olumsuz etkiliyor. Faizlerin enflasyon üzerindeki etkisi ise, ithal ürünlerin bile iç piyasada fiyatlarının fahiş seviyelere ulaşmasına neden oluyor. Bu durum, sektörün maliyetlerini artırmakta ve fiyat rekabetinde dezavantaj yaratmaktadır.
Kaynakların Dağılımı ve Ekonomik Döngü
Noyan’a göre, geçtiğimiz yıl faiz kazanan yatırımcılar, yüzde 35 enflasyona rağmen yüzde 63 kar elde etmişlerdir. Bu durum, ‘sıcak para’ avantajını kullanarak, üretim ve yatırımı baltalamakta, kaynakların hızlıca sanayiden ve çalışanlardan alınıp, belli bir grup para sahibine transfer edilmesine neden olmaktadır. Bu döngü, sektörün ve ülkenin gelişimini olumsuz etkileyen kısır bir yapıya dönüşmüştür.
Yüksek Teknoloji ve Katma Değerli Üretim Tartışmaları
Düşük Katma Değerli İşler ve Güncel Durum
TGSD Başkanı Noyan, sektörün kilogram başına ihracat fiyatının 15.2 dolar olduğunu ve bunun, mücevher ve savunma sanayiinden sonra en yüksek değer olduğunu belirtmektedir. Ayrıca, sektörün ithal girdiye bağımlılığı yalnızca yüzde 20’dir ve üretimin yüzde 80’i tamamen iç kaynaklar ve içeride katma değer yaratılmak suretiyle gerçekleşmektedir.
Katma Değer ve Yüksek Teknoloji Hedefleri
Ancak, sektörün yüksek katma değerli ve yüksek teknolojili üretim yapması gerektiği savunulmaktadır. Noyan, “Neye göre düşük katma değerli sektör oluyoruz? Biz en yüksek katma değeri içeride yaratıyoruz, en yüksek dış ticaret fazlasını veriyoruz, ama neden düşük sektör olarak gösteriliyoruz?” diyerek, bu çelişkiyi ortaya koymaktadır.
Sanayileşme ve Teknolojik Dönüşüm
Türkiye’nin, Avrupa’nın 30 yıl önce yaptığı ve şimdi geri dönmeye çalıştığı sanayileşme hatasına düştüğünü belirten Noyan, yüksek teknolojili üretim hedeflerinin gerçeklerle örtüşmediğini ifade etmektedir. Yüzde 32 geniş tanımlı işsizliğin olduğu bir ortamda, yüksek teknolojili yatırımların anlamlı olup olmadığı konusunda soru işaretleri oluşmaktadır.
Düşük Maliyetli Sektörlerin Korunması Gerekliliği
Noyan’a göre, hazır giyim gibi düşük maliyetli sektörlerin korunması ve desteklenmesi, işsizliğin artmasını engellemek adına önemlidir. Aksi takdirde, mevcut yüzde 32’lik işsizlik oranı daha da artabilir.
Mısır ve Kuzey Afrika’da Yatırım ve Rekabet
Mısır’da Yatırım ve Potansiyel
Son yıllarda, Mısır’da hazır giyim yatırımlarına ilgi artmakta olup, ülkede yatırımlar 1.4 milyar dolardan 2.4 milyar dolara yükselmiştir. Bu, ihracatın yaklaşık 1 milyar dolar artışını sağlamış ve bölgeye yönelik yeni fırsatlar doğmuştur. Mısır’ın, Avrupa ülkelerinin göç ve güvenlik politikalarıyla birlikte, Kuzey Afrika bölgesinde yatırım ortamını güçlendirdiği görülmektedir.
Avrupa’nın Politikaları ve Göç Güvenlik Stratejileri
Avrupa ülkeleri, göç ve güvenlik politikaları gereği Kuzey Afrika bölgesinde yeni duvarlar örmekte ve ekonomik yapılanmalarını güçlendirmektedir. Bu bağlamda, Türkiye’nin de bu bölgeye yatırım yapma ve üretim tesisleri kurma stratejileri gündeme gelmektedir. Ancak, maliyetler ve jeopolitik riskler, bu fırsatları sınırlamaktadır.
İç Pazarda İthalat Baskısı ve Çözüm Önerileri
İthalatın Artması ve Kaybedilen Üretim
Son iki yılda, yaklaşık 1.3 milyar dolar tutarında üretim kaybı yaşanmış ve bu, doğrudan 145 bin kişilik istihdamın kaybedilmesine neden olmuştur. Ayrıca, Türkiye’nin dış ticaret fazlası 18 milyar dolardan 14 milyar dolara gerilemiştir.
Noyan’ın Acil Çözüm Önerileri
TGSD Başkanı, sektörün sorunlarına çözüm bulmak adına çeşitli önerilerde bulunmaktadır:
- Asgari ücret desteği: 2.500 TL devlet desteğinin tüm sektör firmalarına, şirket ölçekleri gözetilmeksizin sağlanması.
- Kur destekleri: Net ihracata yüzde 10 kur dönüşüm desteği verilmesi.
- Finansman kolaylıkları: Reeskont faizlerinin dönem sonunda tahsil edilmesi ve Eximbank kredi desteklerinin toplam ihracat değerinin yüzde 16’sına çıkarılması.
- Yatırım ve KDV destekleri: Güneş enerjisi (GES) yatırımlarının önündeki engellerin kaldırılması ve mikro ihracat ile KDV iadelerinin hızlandırılması.
- İşgücü ve sosyal destekler: EYT’li çalışanların SGK primlerinin devlet tarafından karşılanması ve kadınların işgücüne katılımını artıracak düzenlemeler.
Türkiye’nin Fırsatları ve Gelecek Perspektifi
Noyan, Türkiye’nin Kuzey Afrika ve Uzakdoğu ülkelerine kıyasla maliyet avantajını kaybettiğini belirterek, “Türkiye’nin kovasının deliğini kapatıp büyütmesi gerek” diyerek, iç piyasa ve ihracatın güçlendirilmesi için acil adımlar atılması gerektiğine vurgu yapmaktadır.
Sonuç: Sektörün Geleceği ve Yapılması Gerekenler
Türkiye hazır giyim sektörü, küresel şartlar ve iç dinamikler nedeniyle ciddi bir krizle karşı karşıyadır. Yüksek maliyetler, politikalar ve rekabet koşulları, sektörün sürdürülebilirliğini tehdit etmektedir. Ancak, doğru politikalar ve stratejik adımlar ile bu durumdan çıkış mümkün olabilir.
Kritik Noktalar ve Atılması Gereken Adımlar
- Maliyetlerin düşürülmesi ve rekabet gücünün artırılması
- Yüksek teknolojili ve katma değeri yüksek üretimlere yönelinmesi
- İhracat desteklerinin arttırılması ve finansal kolaylıkların sağlanması
- Jeopolitik fırsatların iyi değerlendirilmesi
- İç pazarda ithalatı azaltıcı önlemler alınması
Son Söz
Türkiye’nin hazır giyim sektörünün, hem iç hem de dış piyasadaki rekabet gücünü yeniden kazanması ve sürdürülebilir büyüme için acil ve kararlı adımlar atması gerekiyor. Sektör temsilcileri ve devletin birlikte hareket etmesi, bu krizden çıkışın anahtarıdır. Bu sayede, hem istihdam kayıplarını minimize etmek hem de ülke ekonomisine katkı sağlamak mümkün olacaktır.