
İçindekiler
Dünya Bir Queen Meselesi 16 Haziran’da AKM’de
Türkiye’nin en gelişmiş sahne teknolojilerine ev sahipliği yapan İstanbul Atatürk Kültür Merkezi (AKM), sanatseverleri büyüleyecek özel bir etkinliğe hazırlanıyor. 16 Haziran tarihinde gerçekleşecek olan “Dünya Bir Queen Meselesi” gösterisi, hem görsel hem de duygusal anlamda izleyicilere unutulmaz bir deneyim sunmayı hedefliyor. Bu özel gece, sanatın farklı dallarını bir araya getirerek, hem sanatseverlerin hem de doğa ve insan sevgisini yücelten bir farkındalık yaratmayı amaçlıyor.
Modern Sahne Teknolojileri ile Büyüleyici Bir Atmosfer
İstanbul Atatürk Kültür Merkezi, sahne teknolojilerinde Türkiye’nin en gelişmiş imkanlarına sahip olarak, seyircilere görsel açıdan üstün bir deneyim sunmayı amaçlıyor. Bu gelişmiş sahne altyapısı, özellikle bale, çağdaş dans ve müzik performanslarının en etkili şekilde sahneye taşınmasına olanak tanıyor. Bu sayede, performanslar sadece anlatılan hikâyeler değil, aynı zamanda görsel bir şölen haline geliyor. Işıklandırma, projeksiyon ve ses sistemlerindeki yüksek teknolojik altyapı, sanatçıların sahne üzerindeki performanslarını en iyi şekilde yansıtmasını sağlıyor.
“Dünya” ile Doğaya ve Insana Saygı Vurgusu
Etkinliğin ilk perdesinde sahnelenecek olan “Dünya” adlı eser, özgün bir klasik bale eseri olarak tasarlandı. Bu çalışma, gezegenimizin güzelliklerinin tükenmekte olduğunu ve doğanın korunması gerektiğine dikkat çekiyor. Sanatçılar, dans ve bale aracılığıyla, doğanın ve yaşamın kıymetini vurgularken, gezegenimizin karşı karşıya olduğu tehditlere karşı farkındalık oluşturmayı amaçlıyor.

Bu bölüm, doğa ve insan ilişkisini sanata yansıtarak, izleyicilere bir uyarı ve aynı zamanda umut mesajı veriyor. Gezegendeki yaşamın kıymetini hatırlatarak, sürdürülebilirlik ve ekolojik denge konularında bilinçli davranışların önemine vurgu yapılıyor. Ayrıca, dans ve bale sanatının evrensel dilini kullanarak, farklı yaş ve kültürlerden izleyicilere ulaşmayı hedefliyor.
Freddie Mercury ve Queen’in Efsanevi Müziği ile Renkli Bir Dünya
İkinci perdede ise, “Queen Meselesi” adlı bölüm sahnelenecek. Bu bölümde, rock müziğin efsanevi ismi Freddie Mercury’nin unutulmaz sesi ve şarkıları, çağdaş dans ve bale koreografileriyle birleşiyor. Queen’in ikonik parçaları, sadece müzik değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı ve özgürlük sembolü olarak da kabul ediliyor. Bu nedenle, “Queen Meselesi”, dünyaya farklı bir pencereden bakmayı ve gençler ile çocuklara özgürlük, sevgi ve barış mesajlarını aktarmayı amaçlıyor.
Performans, Freddie Mercury’nin müziğine uygun, enerjik ve duygusal bir sahne tasarımıyla izleyicilere ulaşacak. Rock müzik ve çağdaş dansın sentezi, seyircilere hem görsel hem de işitsel anlamda zengin bir deneyim sunacak. Dansçılar, güçlü koreografilerle, özgürlük ve yaşam sevincini anlatırken, tüm dünyadaki çocuklar ve gençler için umut ve dayanışma mesajları iletilecek.
Birlikte Daha Güçlüyüz: Sanat Yoluyla Farkındalık
“Dünya Bir Queen Meselesi” etkinliği, sadece bir sahne gösterisi değil, aynı zamanda bir sosyal sorumluluk projesi olarak da değerlendiriliyor. Sanatın birleştirici gücünü kullanarak, çevre bilincini ve insan haklarını ön plana çıkarmayı amaçlıyor. Bu performans, özellikle genç nesillere doğa sevgisi ve özgürlük mesajlarını aşılamanın yanı sıra, toplumsal değerlerin de güçlendirilmesine katkı sağlıyor.
Ayrıca, etkinliğin düzenlenmesinde, sanatçılar ve organizatörler, sürdürülebilirlik ilkelerine dikkat ederek, çevre dostu uygulamaları benimsemeye özen gösterdi. Bu sayede, hem sanatın hem de doğanın korunmasının önemine vurgu yapılıyor.
Detaylar ve Katılım
“Dünya Bir Queen Meselesi” gösterisi, 16 Haziran saat 19.00’da İstanbul Atatürk Kültür Merkezi Tiyatro Salonu’nda gerçekleşecek. Biletler, önceden satışa çıktı ve sınırlı sayıda olduğu için ilgililerin erken rezervasyon yaptırması öneriliyor. Gösteri, sanatseverlere unutulmaz bir gece yaşatmayı hedefliyor; hem görsel hem de işitsel anlamda zengin bir program ile.
Sonuç: Sanat ve Farkındalık Bir Arada
Bu özel etkinlik, hem sanatın büyülü dünyasını keşfetmek hem de çevresel ve toplumsal bilinçlenmeyi sağlamak adına önemli bir fırsat sunuyor. İstanbul’un kültür ve sanat yaşamına yeni bir soluk getiren bu gösteri, herkesin katılımıyla, daha anlamlı ve etkili hale gelecek.
Gelin, 16 Haziran gecesi, “Dünya Bir Queen Meselesi” ile doğanın ve yaşamın kıymetini hatırlayalım, özgürlük ve sevgiyle dolu bir dünyayı birlikte hayal edelim.
AKM Hakkında
Mimar Feridun Kip ile mimar Rüknettin Güney tarafından projesi çizilen, 29 Mayıs 1946’da temeli atılan bina, ödenek yokluğu nedeniyle tamamlanamayınca 1953 yılında Bayındırlık Bakanlığına devredildi ve 1956’da mimar Hayati Tabanlıoğlu projesi ile inşaata devam edildi. Bina, 12 Nisan 1969’da İstanbul Kültür Sarayı adıyla hizmete girdi. Açılışta Ferit Tüzün‘ün Çeşmebaşı Balesi ile Verdi‘nin Aida Operası sahnelendi.
23 yılda tamamlanabilmiş olan İstanbul Kültür Sarayı binası, kısa bir süre sonra 27 Kasım 1970’te Arthur Miller‘in Cadı Kazanı adlı oyun oynanırken çıkan yangında harap oldu. Yangında can kaybı olmadı ancak bina ile beraber IV. Murad adlı oyunun galası için Topkapı Sarayı‘ndan getirtilmiş eşyaların bir kısmı da yandı (IV. Murad‘a ait bir kaftan, değerli bir Kur’an, IV. Murat’ı gösteren bir tablo). Yangının kaynağı tespit edilemedi.
Yangından sonra Hayati Tabanlıoğlu tarafından onarılan bina 8 yıl sonra 6 Ekim 1978 tarihinde ikinci kez açıldı. 2000’li yıllara kadar o haliyle hizmete devam etti.
2005 yılında, binanın ekonomik ömrünü tamamlamış olduğu gerekçesiyle dönemin Kültür Bakanı Atilla Koç tarafından binanın yıkılması önerilmiştir. Ancak sanat ve mimarlık platformlarının, sivil inisiyatiflerin yoğun tepkisi, ısrarlı gösteriler ve basının desteğiyle yeniden yapılan değerlendirmeler sonucunda Kasım 2007’de İstanbul 2 No’lu Koruma Kurulu, Atatürk Kültür Merkezi’ni 1. grup kültür varlığı olarak tescil etti ve böylece yıkım gerçekleşmedi.
Kasım 2008’de Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından imzalanan protokolle İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın üstlendiği Atatürk Kültür Merkezi’nin yenileme projesini hazırlamak üzere Tabanlıoğlu Mimarlık görevlendirildi. Tadilat, Kültür Sanat ve Turizm Emekçileri Sendikası’nın açtığı dava nedeniyle mahkeme kararıyla durduruldu.
Şubat 2012’de Sabancı Holding ve Kültür ve Turizm Bakanlığı arasında Atatürk Kültür Merkezi’nin restorasyonu mutabakat imzalandı. Atatürk Kültür Merkezi’nin yenileme çalışmalarına Sabancı Holding 30 milyon TL’lik katkı sağlayacaktı. Ancak o yıl, Taksim Gezi Parkı ve Taksim Meydanı bölgesi için önerilen imar planları kapsamında AKM’nin yıkılıp yerine başka bir opera binası ve cami yapılacağı bildirildi. 28 Mayıs 2013’te başlayan Gezi Parkı olaylarında gece çok sayıda gösterici meşalelerle AKM çatısına çıktı. Çökme tehlikesi nedeniyle çatı boşaltıldı. Polis boş binaya yerleşti ve lojistik merkez olarak kullanmaya başladı. 2015 yılında boş binanın yağmalandığı, teknik tesisatının, aydınlatma ve ses ekipmanlarının yanı sıra birçok eşyanın polis korumasında olmasına rağmen ikinci el pazarlarında veya hurdacılarda satıldığı ortaya çıktı.
Orijinal AKM’nin yerine yeni bir bina yapılması için, on yıl önce terk edilen binanın yıkım çalışmalarına 13 Şubat 2018’de başlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, binanın yıkımının ardından “AKM için de çok bağırdı Geziciler. İstediğiniz kadar bağırın, çatlayın, patlayın yıktık.” sözlerini kullandı. Yaklaşık üç buçuk ay sonra aynı yıl 30 Mayıs’ta yıkım tamamlandı.