
Table of Contents
İstanbul’daki Ekrem İmamoğlu protestolarını takip ederken 25 Mart’ta tutuklanan yedi gazeteci tahliye edildi.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), İzmir’de tutuklanan muhabir Yağız Barut’un da tahliye edildiğini duyurdu.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, “Bu ve benzeri hukuka aykırı uygulamaların basının tamamı üzerinde bir baskı oluşturduğu unutulmamalı” dedi.
Avrupa Birliği (AB) protestoları takip eden çok sayıda gazetecinin tutuklanmasını kınadı.
Avrupa Komisyonu sözcüsü Guillaume Mercier, AB adayı ülkenin basın özgürlüğüne saygı göstermesi gerektiğini söyledi.
Gazeteciler “toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet” ile suçlanıyordu.
Fransız AFP haber ajansı, tutuklanan foto muhabirleri Yasin Akgül’ün derhal serbest bırakılması çağrısında bulunmuştu.
AFP’nin direktörü Fabrice Fries, Cumhurbaşkanı İdari İşler Başkanı Hakkı Susmaz’a hitaben yazdığı mektubunda tutuklama kararını kınamıştı.
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RWB) Başkanı Thibaut Bruttin da, tutuklamaları “tamamıyla skandal” olarak nitelendirmiş ve gazetecilerin serbest bırakılması çağrısı yapmıştı.
TGS’ye göre tutuklu bulunan gazetecilerin isimleri şöyleydi:
- AFP Muhabiri Yasin Akgül,
- Now Haber Muhabiri Ali Onur Tosun,
- Foto Muhabiri Bülent Kılıç,
- Muhabir Zeynep Kuray,
- İBB Foto Muhabiri Kurtuluş Arı,
- Bakırköy Belediyesi Foto Muhabiri Gökhan Kam
- Muhabir Hayri Tunç
- Muhabir Yağız Barut
TGS’nin verdiği bilgiye göre gözaltına alınan muhabir Zişan Gür hakimlik sorgusunun ardından imza adli kontrol tedbiri ve yurt dışı çıkış yasağı ile serbest bırakıldı.
İzmir Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyesi Yağız Barut da sağlık kontrolünden sonra serbest bırakıldı.
Gazeteci ve yazar Barış İnce serbest bırakıldı
24 Mart’tan bu yana gözaltında bulunan BirGün yazarı gazeteci Barış İnce de savcılıktaki ifadesinin ardından bugün serbest bırakıldı.
Adalet Bakanı Tunç: ‘Şiddet eylemine katılmışsa konu yargının’
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, AKP’nin grup toplantısında yaptığı değerlendirmede, “Bahsettiğiniz gazetecilerle ilgili durumlarını bir soralım. Gazetecilerin mağduriyeti söz konusu olmasın” demişti.
Tunç tutuklanan gazeteciler için “şiddet eylemlerine katılmışsa o zaman konu yargının” ifadelerini kullanmıştı.
Bir gazeteci, Adalet Bakanı’na, tutuklananlar arasında Cumhurbaşkanlığı tarafından verilen sarı basın kartı sahibi, görevli olduğunu gösterir belgeleri bulunan gazeteciler olduğunu söyledi.
Bunun üzerine yanıt veren Tunç, 1500 kişi civarında gözaltı yapıldığını, 200 civarında tutuklanan olduğunu, tutuklanan sayısının görece az olduğunu çünkü “dosyadaki delillere bakıldığını” söyledi.
Özgür Özel: ‘Adalet Bakanlığı bir an önce harekete geçmeli’
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, tutuklanan gazeteciler hakkında Adalet Bakanı Tunç’un açıklamasının ardından “Adalet Bakanlığını bir an önce bu konuda harekete geçmeye” çağırdı.
Gazetecilerin görevini yaptığını belirten Özel, “gazeteci tutuklamak kadar saçma sapan bir şey olamaz” dedi.
Adalet Bakanı’nın “gazetecilerle ilgili durumlarını bir sorduralım” sözlerini yorumlayan Özel, “Adalet Bakanı’nın yaklaşımını olumlu buldum ama çok hızlı olması lazım” dedi.
MLSA tutukluluğa itiraz etti
Çektiği fotoğraflar uluslararası pek çok kuruluşta yer bulan AFP muhabiri Yasin Akgül emniyet ifadesinde “Ben haber muhabirliği ve fotoğrafçılığı yapmaktayım. Yürüyüşte olmamda başka bir kasıt yoktur” dedi.
Protesto gösterilerine de AFP adına haber fotoğrafı çekmek için gittiğini belirten Akgül, “fotoğrafın çekim açısı sol taraftan olduğu için sağ tarafımda asılı olan fotoğraf makinem gözükmemektedir” dedi.
Gazeteci Zeynep Kuray ifadesinde gazetecilik faaliyeti için alanda olduğunu söyledi, “İşim gereği orada bulunmak en doğal hakkımdır. Ben bu işten para kazanıyorum” dedi.
İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği, Kuray’ın “boyunluklu maskesi, gazeteci olduğuna dair herhangi bir kartının açık bir şekilde görülmeyişini” dikkate alarak hakkında tutuklama kararı verdiğini açıkladı.
Gazeteci Bülent Kılıç ifadesinde 23 yıldır fotoğrafçılık ve gazetecilik yaptığını, alanda tamamen gazetecilik faaliyeti sebebiyle bulunduğunu belirtti. Kılıç, delil olarak gösterilen fotoğrafta fotoğraf makinesi olduğunu söyledi.
İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliği, Kılıç’ın da aralarında bulunduğu şüphelilerin “suçu işlediklerine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların saptanması, kaçacaklarına yönelik somut olgunun varlığı, delillerin henüz toplanmaması” sebebiyle tutukluluk kararı verdiğini açıkladı.
Gazeteciler için hukuki destek sağlayan Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) Hukuk Birimi, Kuray, Akgül ve Kılıç’ın tutukluluk kararına itiraz için başvuru yaptığını açıkladı.
TGS: ‘Gözaltına dahi alınmamaları gerekirdi’
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), tutuklanmalarla ilgili olarak açıklamasında, “Tutuklanmalarına delil olarak protestolar sırasında çekilmiş fotoğrafları gösteriliyor” dedi.
Sendika bu karara, “Bir gazetecinin arkada kalarak olan biteni belgelemesi beklenemez. Haber neredeyse gazeteci oradadır” diyerek tepki gösterdi.
TGS gazetecilerden bir kısmının adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı haberleri geldiğini ancak savcının daha sonra kararını değiştirdiğini ifade etmişti.
TGS “Bırakın tutuklamaya sevki, gözaltına dahi alınmamaları gerekirdi” dedi ve Çağlayan Adliyesi’nde dayanışma çağrısı yaptı.
Meslek örgütlerine göre, 24 Mart’ta gözaltına alınanlar arasında foto muhabirleri Bülent Kılıç, İBB foto muhabiri Kurtuluş Arı, AFP foto muhabiri Yasin Akgül, Bakırköy Belediyesi foto muhabiri Gökhan Kam, NOW muhabiri Ali Onur Tosun, BirGün yazarı Barış İnce, Sendika.org muhabiri Zişan Gür ve gazeteciler Hayri Tunç ile Zeynep Kuray bulunuyordu.
Ayrıca İzmir’de gazeteci Yağız Barut’un protesto alanından ve foto muhabiri Murat Kocabaş’ın da sabah saatlerinde evinden gözaltına alındığı bilgisi paylaşıldı.
Kocabaş’ın da 2911 sayılı kanuna muhalefet ve propagandadan yargılandığı iddia edildi.
DİSK Basın İş de 23 Mart’ta Saraçhane’de düzenlenen mitingde haber takibi yapan BirGün muhabiri Ebru Çelik ve BirGün çalışanı Deniz Güngör’ün polis tarafından tekmelendiğini ve copla şiddete maruz bırakıldığını söyledi.
Halkın haber alma hakkının Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), yargı ve kolluk kuvvetlerinin eliyle engellendiğini belirten sendika, “Şiddet uygulayan tüm polisler hakkında derhal adli sürecin başlatılması için savcıları göreve davet ediyoruz” açıklamasında bulundu.
RTÜK Başkanı Şahin: ‘Son defa uyarıyoruz’
RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, 23 Mart akşamı sosyal medya hesabından yayıncı kuruluşları uyardı.
Şahin, yayıncı kuruluşların, taraflı ve gerçek dışı haberlere değil yetkililerden gelen resmi bilgi ve açıklamalara yer vermeleri gerektiğini belirtti.
“Hukuk dışı yayınlara devam eden ve sayısı birkaç taneyi geçmeyen yayıncı kuruluşlar” olarak bahsettiği kurumları “son kez” uyardıklarını söyledi.
Şahin, “Halkı sokağa davet eden; illegal örgütlerin sözcüsü gibi beyanlarda bulunan yorumcuları ekrana taşıyan; devlet büyüklerine, soruşturmayı yürüten yargı mensuplarına, emniyet personeli ile kolluk kuvvetlerine hakaret hatta tehditlere varan ifade ve yayınlara yer veren yayıncı kuruluşlarla ilgili” lisans iptaline varabilecek yaptırım uygulanacağı duyurdu.
Taşcı: ‘RTÜK kanunsuz talimat veriyor’
TELE 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ 22 Mart gecesi, RTÜK’ten canlı yayınları durdurmalarıyla ilgili arandıklarını ve yazılı tebligat istediklerini söylemişti.
RTÜK üyesi İlhan Taşçı ise sosyal medya paylaşımında, RTÜK’ün kanal yöneticilerini arayarak, kanunsuz talimat verdiğini söylemişti.
Taşçı RTÜK Başkanının süren yayınlarla ilgili herhangi bir yetkisi olmadığını eklemişti:
“Mevzuata aykırı bir şekilde RTÜK bürokratları eliyle televizyon kanallarının yöneticileri aratılarak canlı yayınlarını durdurmaları, aksi halde lisanslarının iptal edileceği tehdidinde bulunulmaktadır.”
Şahin ise sosyal medya hesabından verdiği cevapta, Taşçı’yı dezenformasyon yapmakla suçladı. “Üyesi olduğunuz kurumla bu kadar mı kavgalısınız?” dedi.