Çocukluk döneminde öğrenmenin %80’den fazlası, görme duyusu sayesinde gerçekleştirilir. Türkiye’de her 3 çocuktan birinde görme bozukluğu olduğunu ve bu durumun çocukların derslerindeki başarılarına doğrudan etki ettiğini söyleyen Dünyagöz Etiler Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Osman Bulut Ocak çocukları okul çağında olan ailelere bazı önerilerde bulundu.
Türkiye’de her 3 çocuktan birinde göz bozukluğu olduğunu ifade eden Dünyagöz Etiler Hastanesi’nden Doç. Dr. Osman Bulut Ocak, “Sorunun farkında olmayan aileler çocuklarının derslerdeki başarısızlığını öğrenme yeteneğinin düşüklüğüne bağlayabiliyor.
Oysa çocuğun öğrenme kabiliyetinde bir eksiklik yok, çocuk iyi göremediği için derslerinde geri kalabiliyor. Başarılı bir eğitim hayatı için görme sorunlarına erkan müdahale şart oluyor. En önemlisi de göz bozukluğunda gerekli önlemler zamanında alınmazsa çocukta ilerleyen yıllarda tedavisi daha güç olan bir göz tembelliği tablosu oluşabilir.
Bu nedenle aileler iş işten geçmeden duyarlı davranmalı ve 0-16 yaş grubundaki çocukların gözlerini korumak için mümkünse doğumdan hemen sonra, yoksa 6-12 aylıkken ya da okula başlamadan önce ve okul süresince düzenli göz muayenesini yaptırmalıdır” dedi.
Ebeveynlerin Göz Ardı Etmemesi Gereken Belirtiler
Çocukların görme sistemlerinin, hayatlarının ilk yıllarında geliştiğini söyleyen Doç. Dr. Osman Bulut Ocak, ebeveynlerin çocuklarının küçük yaşlardan itibaren görme yetilerini düzenli olarak gözlem altında tutmaları gerektiğini söyledi. “Gözde kayma, göz kapağında düşüklük, çapaklanma, şişlik, bir gözü kapayarak bakma, çocuğun tahtayı yeterince iyi görememesi, okurken satır atlaması, cümleleri eliyle takip etmesi, gözlerini kısarak bakması, televizyonu yakından seyretmesi, gözlerde sulanma, sık sık göz kaşıma, gözde ve başında ağrı, aktivitelerde düşük performans göstermesi ve ödevlerini yaparken zorlanması gibi belirtilerle karşılaşıldığında uzman bir göz doktoruna muayene olunması gerekir.
Özellikle göz tembelliği, yedi yaşın öncesinde tedavisi yapılması gereken bir rahatsızlık. Ancak bu hastalığa 10 yaşına kadar müdahalede bulunmak mümkün. Şaşılık ve göz tembelliği, ebeveynler veya öğretmenler tarafından kolayca fark edilebilir. Ancak fark edilmediğinde çocuğun görmesindeki sorunlar, ilerleyen yıllarda okuldaki başarısını, davranış eğilimlerini ve hatta iyi bir görüş gerektiren iş kollarına girmesini dahi etkileyebilecek sonuçlar oluşturabiliyor. Rutin muayeneler ve erken müdahale sayesinde, bütün bu sorunlar oluşmadan hızlıca çözüme kavuşturulabiliyor” diyor.
Dijital Göz Yorgunluğuna Dikkat
Dijital ekranlar, bilgisayarlar ve oyunların göz yorgunluğunun ana kaynakları arasında yer aldığını da söyleyen Doç. Dr. Ocak, “Günümüzde çocuklar bu ekranlar karşısında saatlerce vakit geçiriyor ve gözlerinin yorulduğunu önemsemiyorlar. Ancak uzun süre sabit bir ekrana bakmak çocuklarda başta gizli kaymalar olmak üzere alerji, arpacık, kuruluk gibi birçok göz sorununu beraberinde getirebilir. 4 yaşına kadar olan çocukların ekrana bakmaları önerilmez. 4-6 yaş arasında günde yarım saat, 6-10 yaş arasında günde 1 saat, 10 yaş sonrası ise günde en fazla 2 saat ekrana bakmalarına izin verilebilir ancak 20 dakikada bir mola verip gözleri dinlendirmeyi ihmal etmemeleri gerekiyor” diyerek sözlerini tamamladı.
Dijital Göz Yorgunluğu Nedir?
Dijital göz yorgunluğu, ekran kullanımına bağlı olarak gözlerde rahatsızlık ve yorgunluk hissi oluşması durumudur. Özellikle uzun süreli bilgisayar, tablet, telefon veya televizyon kullanımı sonucunda ortaya çıkar. Gözlerin sürekli odaklanması, yakın mesafede çalışması ve ekran parlaklığı gibi faktörler, bu durumu tetikleyen başlıca nedenlerdir.
Bu rahatsızlık, gözlerde kuruluk, kızarıklık, bulanık görme, baş ağrısı ve boyun ile omuzlarda gerginlik gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Ekranlar, mavi ışık yayarak göz yorgunluğunu artırabilir ve uzun vadede görme sağlığını olumsuz etkileyebilir. Ayrıca, sürekli ekrana bakmak, göz kırpma sıklığını azaltarak göz kuruluğunu şiddetlendirebilir.
Dijital göz yorgunluğunu önlemek için, 20-20-20 kuralını uygulamak etkili bir yöntemdir: Her 20 dakikada bir, 20 saniye boyunca 20 metre uzağa bakarak gözleri dinlendirmek. Ayrıca, ekran parlaklığını azaltmak, uygun oturma düzeni sağlamak ve düzenli göz muayeneleri yaptırmak, göz yorgunluğunu önlemeye yardımcı olabilir. Bu basit önlemler, dijital cihaz kullanımından kaynaklanan rahatsızlıkların önüne geçmek için önemlidir.
Sonuç
Çocukların görme sağlığı, hem genel sağlıkları hem de eğitim başarıları açısından kritik bir öneme sahiptir. Görme sorunları erken dönemde tespit edilip tedavi edilmediğinde, gelecekte geri dönüşü olmayan sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle ebeveynlerin, çocuklarının göz sağlığını düzenli olarak takip etmeleri ve belirtileri göz ardı etmemeleri hayati önem taşır. Dijital cihazların bilinçli ve sınırlı kullanımı, rutin göz muayeneleri ve erken müdahalelerle, çocukların görme yetileri korunabilir. Çocukların sağlıklı bir gelecek inşa edebilmeleri için ailelerin ve eğitimcilerin iş birliği içinde bu konuda duyarlı olmaları gerekmektedir. Göz sağlığına yapılan yatırımlar, bireylerin yaşam kalitesini artırmakla kalmaz, toplumun genel refah düzeyine de olumlu katkılar sağlar.