
İçindekiler
2023 Depreminden Etkilenen Kadınlara Destek
Türkiye, coğrafi konumu nedeniyle sıkça depremlerle karşılaşan bir ülke konumunda bulunuyor. Bu doğal afetler, sadece altyapıya değil, aynı zamanda toplumun en kırılgan kesimleri üzerinde de derin etkiler bırakıyor. Özellikle kadınlar ve kız çocukları, depremlerden sonra artan şiddet riskleri ve temel hizmetlere erişim zorluklarıyla karşı karşıya kalıyor. Bu bağlamda, uluslararası toplumun ve ülke kurumlarının ortak çabalarıyla hayata geçirilen projeler, bu grupların korunması ve güçlendirilmesi konusunda kritik bir rol oynuyor.
Projenin Amacı ve Kapsamı
“Türkiye’de Depremlerden Etkilenen Kadınlara ve Kız Çocuklarına Yönelik Şiddete Karşı Önleyici ve Koruyucu Hizmetlerin Yeniden Yapılandırılması ve Güçlendirilmesi Projesi”, temel olarak, deprem sonrası kadın ve kız çocuklarının maruz kaldığı şiddet ve riskleri azaltmayı, onların güvenli alanlara erişimini sağlamayı ve toplumsal güçlenmelerini desteklemeyi amaçlıyor. Bu kapsamda, hem güvenli yaşam alanlarının inşası hem de psikososyal destek ve toplumsal farkındalık faaliyetleri projede ön planda tutuluyor.
Uluslararası İşbirliği ve Finansmanın Gücü
AB ve BM’nin Rolü ve Destekleri
Bu projenin hayata geçirilmesinde, Avrupa Birliği (AB) ve Birleşmiş Milletler (BM) Kadın Birimi önemli finansal ve teknik destek sağlıyor. AB Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Jurgis Vilcinskas’ın açıklamalarına göre, bu girişim, bölgedeki kadınların ve kız çocuklarının korunmasını sağlamak ve toplumda sürdürülebilir bir güçlenme sağlamak adına büyük bir önem taşıyor. BM Kadın Birimi ve UNOPS gibi uluslararası kuruluşlar, saha çalışmaları, kapasite geliştirme ve farkındalık artırma faaliyetleriyle projeye katkı sağlıyor.
Projenin Faydaları ve Hedefleri
Bu projeyle, özellikle deprem sonrası artan şiddet vakalarını önlemek, kadınların ve kız çocuklarının temel hizmetlere erişimini kolaylaştırmak ve güçlendirmek hedefleniyor. Ayrıca, toplumda cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddetin önlenmesine ilişkin farkındalığın artırılması da temel amaçlar arasında bulunuyor. Güvenli alanlar, psikososyal destek merkezleri ve eğitim programlarıyla, kadınların ve kız çocuklarının yaşam kaliteleri yükseltiliyor.
Toplumun En Kırılgan Kesimlerinin Korunması ve Güçlendirilmesi
Kadın ve Kız Çocuklarının Deprem Sonrası Durumu
Açılışta konuşan Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Türkiye Temsilcisi Mehmet Kemal Bozay, tarih boyunca doğal felaketlerin ve savaşların toplumların kayıplar yaşamasına neden olduğunu vurguladı. Günümüzde ise, özellikle deprem gibi afetler, toplumun en savunmasız kesimlerini daha da zorlayan unsurlar haline geliyor. Türkiye’de depremler sonrasında kadınlar ve kız çocuklarının maruz kaldığı riskler, ciddi toplumsal sorunlara işaret ediyor.
Bozay, özellikle kadınların ve kız çocuklarının, afet sonrası psikososyal travmalar ve şiddet riskiyle karşı karşıya kaldığını belirtti. Güvenli alanların oluşturulması, psikolojik destek ve toplumsal farkındalık faaliyetleriyle, bu risklerin azaltılması ve güçlendirilmesi amaçlanıyor. Güvenliğin sağlanması, sadece altyapı inşasıyla değil, toplumun bütün kesimlerinin katılımıyla mümkün oluyor.
Güvenli Alanlar ve Koruyucu Hizmetler
UNOPS Yöneticisi Sara Jazaeri, özellikle 6 Şubat 2023’teki depremler sonrası bölgedeki kadınlar ve çocuklar için güvenli alanların inşasında aktif rol aldıklarını belirtti. Bu alanlar, yalnızca fiziksel güvenliği sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda kadınların ve çocukların güçlenmesine katkıda bulunuyor. Psikososyal destek, eğitim programları ve farkındalık çalışmalarıyla, toplumsal bağların güçlendirilmesi ve dayanışmanın artırılması hedefleniyor.
Kadınların ve Kız Çocuklarının Toplumsal Güçlenmesi
Jazaeri, projenin temel amaçlarından birinin, sadece koruma sağlamak değil, aynı zamanda kadınların ve kız çocuklarının güçlendirilmesi olduğunu vurguladı. Bu, onların özgüvenlerinin yeniden kazanılması, eğitim ve istihdam alanlarına erişiminin artırılması ve toplumsal hayata katılımının güçlendirilmesi anlamına geliyor. Bu sayede, afet sonrası toplumsal yapının daha dirençli hale gelmesi sağlanıyor.
Güçlü Bir Dayanışma ve Ortaklık Mesajları
AB’nin Türkiye’ye Güçlü Desteği
AB Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Jurgis Vilcinskas, Türkiye’nin dayanıklılığını artırmak ve kadınların güvenliğini sağlamak için ülke ile güçlü bir ortaklık kurduklarını belirtti. Vilcinskas, “Hiçbir kadın ve kız çocuğunun geride kalmasını istemiyoruz” diyerek, Avrupa Birliği’nin sadece maddi destek sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda ortak bir değer ve vizyon paylaşıldığını vurguladı.
Vilcinskas, özellikle depremler sonrası kadınların ve kız çocuklarının maruz kaldığı yüksek şiddet riski konusunda farkındalık yaratarak, “Maalesef, birçok kadın ve kız çocuğu hala risk altında ve bu nedenle bu projeye çok önem veriyoruz.” dedi. Türkiye’de kadınların güçlendirilmesi ve dirençlerinin artırılması için sürdürülebilir ve kalıcı çözümler geliştirmeye devam edeceklerini sözlerine ekledi.

Kalıcı Ortaklık ve Güç Birliği
Vilcinskas, projenin, ortak değerlerin ve uluslararası işbirliğinin sembolü olmasını diledi. Bu projeyle, sadece acil müdahale değil, aynı zamanda uzun vadeli güvenlik ve güçlenme hedefleniyor. Bu ortaklık, bölgedeki kadınların ve kız çocuklarının yaşam kalitesini artırmak ve onları her türlü şiddetten korumak için atılmış önemli bir adımdır.
BM Kadın Birimi ve Güvenliğin Artırılması
Kadınların ve Kız Çocuklarının Hakları ve Güvenliği
BM Kadın Birimi Türkiye Ülke Direktörü Maryse Guimond, bu projenin, her kadının ve kız çocuğunun, hangi koşullarda olursa olsun, şiddetten uzak, korunmaya ve adalete erişim hakkına sahip olmasını temel alan bir vizyona dayandığını belirtti. Deprem sonrası artan risklerin, temel hizmetlerin yok olmasıyla daha da arttığını vurguladı.
Guimond, özellikle temel hizmetlerin sürdürülebilirliğinin ve erişiminin sağlanmasının önemine dikkat çekerek, “Sadece fiziksel altyapıyı yeniden inşa etmek yeterli değil; aynı zamanda, güveni, saygınlığı ve umudu da güçlendirmemiz gerekiyor.” dedi. Bu kapsamda, psikososyal destek, eğitim ve farkındalık faaliyetleri ile, kadınların ve kız çocuklarının toplumdaki rolünü güçlendirmeye devam edeceklerini belirtti.
Dayanışma ve Dönüşüm İçin Birlikte Çalışmak
Guimond, bu projenin, zorluklara rağmen dayanışmayı, dönüşümü ve değişimi seçmiş bir ülkenin göstergesi olduğunu vurguladı. Bu güçlendirme çalışmalarıyla, kadınların ve kız çocuklarının maruz kaldığı şiddet ve riskleri azaltmak ve toplumda eşit haklara sahip aktif bireyler olarak yaşamalarını sağlamak amaçlanıyor.
Türkiye’de Kadınlara ve Kız Çocuklarına Yönelik Güçlendirme ve Güvenlik Stratejileri
Türkiye’nin doğal afetlerle karşı karşıya kaldığı bu dönemde, uluslararası ve ulusal paydaşların ortak çalışmalarıyla hayata geçirilen bu proje, kadınların ve kız çocuklarının yaşam kalitelerini yükseltmek ve onları korumak adına büyük bir adım teşkil ediyor. Güvenli alanların oluşturulması, psikososyal destek ve toplumsal farkındalık faaliyetleriyle, bu grupların afet sonrası maruz kaldığı riskler azaltılacak ve toplumsal dayanışma güçlendirilecek.
Ayrıca, bu çalışmalar, sadece acil müdahale değil, aynı zamanda uzun vadeli güçlendirme ve sürdürülebilirlik hedefleriyle uyumlu. Türkiye’de kadınların ve kız çocuklarının güvenli ve eşit haklara sahip bir şekilde yaşamlarını sürdürebilmeleri için atılan bu adımlar, bölgesel ve küresel anlamda örnek teşkil edecek önemli bir gelişmedir.